検索ワード: kaynaklanan (トルコ語 - エストニア語)

ruhtan kaynaklanan sevginizi de bize o bildirdi.
kes meile ka on teatanud teie armastusest vaimus.

kentsel atık yönetiminden kaynaklanan net sera gazı emisyonları düşmektedir
jäätmekäitlusele, eelkõige prügiladirektiivi kontekstis.

endüstriden, ulaşımdan/nakliyeden ve tarımdan kaynaklanan sera gazı
selleks esitatakse sügavam analüüs erisuguste keskkonnaprobleemide vahelistest seostest, samuti keskkonna ja eri majandusharude vahelistest seostest ning vastavatest poliitikasuundadest.

doğrudan aşırı dozdan kaynaklanan ölümler nadir gibi görünmekte ve
kuigi surmapõhjuste suhteline olulisus on

atık yönetimi sektöründen kaynaklanan doğrudan sera gazı emisyonlarını yukarı çekmektedir.
selle põhjuseks on kaks eraldi arengut. Ühest küljest prognoositakse jäätmekäitluskohtadesse jõudvate jäätmekoguste jätkuvat suurenemist sedamööda, kuidas jäätmeteke elaniku kohta suureneb ja jäätmekogumine täiustub.

boa’da ulaşımdaki enerj i tüketimi ve bundan kaynaklanan kişi başına co
transpordi energiatarve ja sellest tingitud co heitkogused elaniku kohta

avrupa birliği’nde kentsel atık yönetiminden kaynaklanan sera gazı emisyonlarına ilişkin eğilimler ve öngörüler
olmejäätmekäitlusest pärit kasvuhoonegaaside heitkoguste suundumused ja prognoosid euroopa liidus

risk değerlendirmesi, çalışanların sağlık ve güvenliğine yönelik işyerindeki tehlikelerden kaynaklanan risklerin değerlendirilmesi sürecidir.
riskihindamine tähendab töökohal esinevatest ohtudest tulenevate tööohutuse ja töötervishoiu riskide analüüsimist.

ambalaj atığı miktarları konusunda ülkeler arasında büyük olasılıkla farklı hesaplama yöntemlerinden kaynaklanan büyük farklar bulunmaktadır.
pakendijäätmete kogused varieeruvad oluliselt riigiti, ilmselt arvutusmeetodite erinevuste tõ5 u.

ekosistem türünden diğerine, iklimden kaynaklanan hızlı geçişler, olası dönüm noktalarına verilebilecek diğer örneklerdir.
4 destabiliseerumise ning kiired kliimaga seotud muutused ühest ökosüsteemi tüübist teise.

aşırı dozdan kaynaklanan akut kokaine bağlı ölümler çok sıklıkla rapor edilmemekte ve bu gibi nadir durumlarda ciddi bir tahrifat rapor edilmektedir.
kokaiini üledoosist põhjustatud surmajuhtumitest ei teatata tihti ning sellistel harvadel juhtudel mainitakse ülisuuri annuseid.

bu tanıma göre hanpp’de, birincil üretim üzerindeki, arazi dönüşümünden kaynaklanan değişiklikler de hesaba katılmıştır.
siinses määratluses võtab hanpp arvesse ka maa muutmisest tulenevad muutused primaarses produktsioonis.

buprenorfin zehirlenmesinden kaynaklanan ölümler nadir gibi görünmekte, söz konusu durum bu uyuşturucunun agonist-antagonist farmakolojik özelliklerine bağlanmaktadır.
enamik üleannustamise ohvreid on 20–40aastased, kusjuures enamikus riikides on nad keskmiselt 30ndate eluaastate keskel (üldiselt ulatub keskmine vanus aga 20–44 aastani).

avrupa'da, afetlerden kaynaklanan ekonomik zararların yaklaşık dörtte üçüne hava durumu ve iklimle ilgili olayların yol açtığı tahmin edilmektedir.
hinnanguliselt tuleneb euroopas ligikaudu kolmveerand katastroofidest põhjustatud majanduslikust kahjust ilmastikuga ja kliimaga seotud nähtustest.

ayrıca, çevre üzerindeki dolaylı etkiler, sözgelimi arazi örtüsündeki değişikliklerden kaynaklanan etkiler, ekosistem hizmetleri ve sağlık üzerinde önemli sonuçlar doğurabilir.
näiteks muutunud seaduspärasused, mis puudutavad vahemere-äärsete alade sademeid, avaldavad survet veevarudele ja mõjutavad maakooremuutusi.

bununla birlikte doｽrudan etkinin sadece kamusal kurumlara karﾙæ ya da ƒ d e v l e t t e n kaynaklanan sorunlar' sûz konusu olduｽunda uygulanacaｽæ ﾙeklinde genel bir kabul vardær.
selle riigi kohtud saavad jêreldada diskrimineerimise olemasolu k Ÿ s i t l u s a n d m e tffe l e toe-tudes výi selle pýhjal, kui tûûandja ei anna vastust têhtajaks výi loobub Ÿldse vastamast.

avusturya’da, tedavi görmek isteyen hastaların artan bir kısmı 25 yaş altında olup, yasal kullanımlarından saptırılmış opioid kullanımından kaynaklanan sorunlar için yardım görmek istemektedirler.
austrias saadakse üha rohkem ravitaotlusi alla 25aastastelt klientidelt, kes otsivad abi probleemidele, mis on seotud seaduslikest ainetest valmistatud opioididega.

2 yutakların etkinliği son 50 yılda azalmış olup, bu durum, atmosferdeki co2 düzeylerinin sabit kalmasını istiyorsak, insan faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonları azaltmaya yönelik çabalarımızın daha da etkili olması gerektiği anlamına gelmektedir.
looduslike neeldajate, nagu süsinikdioksiidi endasse koguva ookeani, tõhusus on viimase 50 aasta jooksul vähenenud, mis tähendab, et kui me tahame süsinikdioksiidi atmosfääritaset stabiilsena hoida, peab meie tegevus inimtegevusest tekkivate

atık miktarlarının sınırlandırılması ayrıca, atık yönetimi maliyetlerinin azaltılması ve (parçacıklar ve azot oksitlerden kaynaklanan) hava kirliliğinin ve atığın toplanması ile taşınmasına bağlı gürültünün azaltılması gibi başka faydalar da sağlayacaktır.
kui jäätmekoguseid ei piirata, võivad jäätmekäitluse kulud jäätmekoguste kasvades oluliselt suureneda.

atık politikaları öncelikle, çevre üzerindeki üç türden baskıyı azaltabilir: düzenli atık depolama sahalarından kaynaklanan metan gibi, atık işleme tesislerinin emisyonları, birincil hammadde çıkarımının etkileri ve üretim süreçlerindeki enerji kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonları.
jäätmepoliitika abil saab esmajärjekorras vähendada kolme tüüpi keskkonnamõju: jäätmekäitluse emissioon (nt metaani ladustamine), toormaterjalide kaevandamisest tulenev mõju ning õhusaastest ja tööstuslikust energiakasutusest tingitud kasvuhoonegaaside heitkogused.