検索ワード: biriktirdi (トルコ語 - 英語)

para biriktirdi.
she saved money.

o, çok para biriktirdi.
he saved a lot of money.

o, yüz dolar biriktirdi.
she saved a hundred dollars.

servetini çok çalışarak biriktirdi.
he accumulated his fortune by hard work.

o, yolculuk için para biriktirdi.
he saved money for the trip.

o büyük bir servet biriktirdi.
he accumulated a large fortune.

Ölmeden önce büyük bir servet biriktirdi.
he amassed a large fortune before he died.

ve sokaktaki çamur kadar altın biriktirdi.
and tyrus did build herself a strong hold, and heaped up silver as the dust, and fine gold as the mire of the streets.

o ki, mal biriktirdi, onu saydı da saydı,
who accumulated wealth and hoarded it, counting.

sessizce, çok tantana olmadan bu yaklaşım, satranç alanında zaferler biriktirdi.
silently, without much fanfare, this approach has been compiling victories beyond chess.

günde bunun gibi yaklaşık 20.000 cümle topluyor ve yaklaşık bir buçuk yıl önce başladığı günden bu yana neredeyse 10 buçuk milyon duygu biriktirdi.
it collects about 20,000 such sentences a day and it's been running for about a year and a half, having collected over 10 and a half million feelings now.

ancak eğer bir kabağı kırarsanız, onu fırlatıp atamazsınız çünkü o sopanın o kalsiyumu biriktirmiş olan her vuruşunda insan hayatının ölçüsü, arkasında bir düşüncesi vardır.
but if you break a gourd, you cannot simply throw it away, because every stroke of that stick that has built up that calcium, the measure of a man's life, has a thought behind it.