検索ワード: discriminate (英語 - トルコ語)

discriminate
ayrımcılık

you cannot discriminate.
ayrım yapamazsınız

i don't discriminate.
ayrımcılık yapmam.

therefore take care to discriminate.
o halde iyice anlayın (dinleyin, peşin hüküm vermeyin).

instructions to discriminate (article 2(4))
s hukuki yardæm saｽlanabiliyor mu?

so they have to also discriminate between these products.
bu sebeple bu ürünlerde bir farklılık yaratmak zorundalar.

subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.

† also prohibits harassment, the instruction to discriminate and victimisation.
katælæmcælar direktiflerin metnine eriﾙebildi mi?

and they say, "we do not discriminate against any of his messengers.
"allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız.

therefore take care to discriminate. allah is ever informed of what ye do.
allah size iyilikte bulundu, iyice araştırıp anlayın, allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır.

we can discriminate the sounds of our own language, but not those of foreign languages.
kendi dilimizdeki sesleri ayırt edebiliriz ama yabancı dillerdekini edemeyiz.

as is a capacity to discriminate systematically between what is at the core and what is at the periphery.
işin özünü ve çevresini oluşturan öğeleri sistematik olarak birbirinden ayırma yetisi de gereklidir.

an animal only needs two hundredths of a second to discriminate the scent, so it goes extremely fast.
bir hayvanın gerekli kokuyu ayırt edebilmesi için saniyenin yalnızca 1/200'i yeterlidir, bu yüzden çok hızlı hareket eder.

organisations will be fined from 800 to 1,000 euros if they violate the dignity of individuals or discriminate against them.
Örgütler, şahısların haysiyetine tecavüz etmeleri ve onlara karşı ayrımcılık yapmaları halinde 800 ile 1000 avro arasında değişen para cezasına çarptırılacaklar.

article 7 of the act lists those instances in which an employer shall be considered to discriminate on the grounds of disability.
ayræmcælæｽæ giderim yolu iîin û n g û r Ÿ l e n s Ÿ r e koﾙullaræ nedir?

and they say, "we do not discriminate against any of his messengers. we have heard the message and submitted to it.
"biz allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik.

but they who believe in allah and his messengers and do not discriminate between any of them - to those he is going to give their rewards.
allah'a ve elçilerine inanan ve onların hiçbiri arasında ayırım yapmayanların da ödüllerini ileride verecek.

so the nice thing about duolingo is i think it provides a fair business model -- one that doesn't discriminate against poor people.
duolingo'nun güzel yani adil bir iş modeli sunuyor olması -- fakirlere karşı ayırım yapmayan bir model olması.

but they who believe in allah and his messengers and do not discriminate between any of them - to those he is going to give their rewards. and ever is allah forgiving and merciful.
allah'a ve peygamberlerine inananlara ve içlerinden hiçbirini ayırt etmeyenlere gelince: onlara ecirleri verilecektir ve allah, suçları örten rahimdir.

to discriminate means to differentiate or to treat differently when there is no relevant difference between two persons or situations, or to treat in an identical way situations which are in fact dif-ferent.
bununla birlikte, bir kez aynæ ya da benzer durumda bulunan iki kiﾙiye farklæ davranældæｽæ ortaya konulduｽunda, bu farklælæｽæn kabul edilebilir olduｽunu gûstermek son derece zordur.