プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
aslandan kaçan...
die vor einem jagenden löwen fliehen?
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
kaçan balık büyük olur.
der fisch, den man nicht fängt, ist immer groß.
最終更新: 2014-02-01
使用頻度: 1
品質:
onun eli parçalar kaçan yılanı.
am himmel wird's schön durch seinen wind, und seine hand durchbohrt die flüchtige schlange.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
aslandan ürkerek kaçan yabani merkeplere benzerler.
als wären sie erschreckte esel,
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
sauldan kaçan davut o gün gat kralı akişe gitti.
und david machte sich auf und floh vor saul und kam zu achis, dem könig zu gath.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
keyfi kaçan İsrail kralı öfkeyle samiriye'deki sarayına döndü.
aber der könig israels zog hin voll unmuts und zornig in sein haus und kam gen samaria.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
İsteyen de, kendinden istenilen de, kaçan da kovalayan da ne kadar güçsüz!
schwach ist (hier) der, der sucht, und das, was gesucht wird.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
ne oluyor onlara ki bu öğütten, bu irşaddan arslandan ürküp kaçan yaban eşeği gibi kaçıyorlar?
als wären sie erschreckte esel,
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
Ülke yemen'den kaçan binlerce mülteciyi kabul eden son ülkelerden biri ve çoğu insan bu durumdan fazlasıyla sıkıntılı.
das land ist eines der wenigen, welches die tausenden flüchtlinge aus dem jemen aufnimmt und viele menschen fühlen sich dadurch überfordert.
最終更新: 2016-02-24
使用頻度: 1
品質:
davut ertesi gün tan vaktinden akşama dek onları öldürdü. develere binip kaçan dört yüz genç dışında içlerinden kurtulan olmadı.
und david schlug sie vom morgen an bis an den abend gegen den andern tag, daß ihrer keiner entrann, außer vierhundert jünglinge; die stiegen auf die kamele und flohen.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.
du kannst die toten weder hörend machen, noch kannst du bewirken, daß die tauben den anruf hören, wenn sie (dir) den rücken kehren
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
rab İsraillilerden kaçan amorluların üzerine beythorondan azekaya inen yol boyunca gökten iri iri dolu yağdırdı. yağan dolunun altında can verenler, İsraillilerin kılıçla öldürdüklerinden daha çoktu.
und da sie vor israel flohen den weg zu beth-horon, ließ der herr einen großen hagel vom himmel auf sie fallen bis gen aseka, daß sie starben. und viel mehr starben ihrer von dem hagel, als die kinder israel mit dem schwert erwürgten.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
‹‹birini öldürüp de canını kurtarmak için oraya kaçan kişiyle ilgili kural şudur: biri, önceden kin beslemediği komşusunu istemeyerek öldürürse,
und also soll's sein mit der sache des totschlägers, der dahin flieht, daß er lebendig bleibe: wenn jemand seinen nächsten schlägt, nicht vorsätzlich, und hat zuvor keinen haß auf ihn gehabt,
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
birini kazayla öldürüp kaçan bir İsrailli'nin ya da İsrailliler arasında yaşayan bir yabancının, topluluğun önünde yargılanmadan öç almak isteyenlerce öldürülmesini önlemek için belirlenen kentler bunlardı.
das waren die städte, bestimmt allen kindern israel und den fremdlingen, die unter ihnen wohnten, daß dahin fliehe, wer eine seele unversehens schlägt, daß er nicht sterbe durch den bluträcher, bis daß er vor der gemeinde gestanden sei.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
eğer, kâfirler tarafına geçmiş eşleriniz yüzünden birşeyleriniz inkârcılara gider, sonra da onlardan size kaçan kadınlar yüzünden ödeme sırası size gelirse, eşleri gitmiş olan müminlere, harcadıkları miktarı verin.
und sollte eine von euren ehepartnern zu den kafir überlaufen und ihr übt vergeltung, dann gebt denjenigen, deren frauen gingen, gleiches wie das, was sie ausgaben.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
‹‹bu kentlerden birine kaçan kişi, kentin kapısına gidip durumunu kent ileri gelenlerine anlatsın. onlar da onu kente, yanlarına kabul edip kendileriyle birlikte oturacağı bir yer versinler.
und der da flieht zu der städte einer, soll stehen draußen vor der stadt tor und vor den Ältesten der stadt seine sache ansagen; so sollen sie ihn zu sich in die stadt nehmen und ihm raum geben, daß er bei ihnen wohne.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangibir şey kafirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin.
und sollte eine von euren ehepartnern zu den kafir überlaufen und ihr übt vergeltung, dann gebt denjenigen, deren frauen gingen, gleiches wie das, was sie ausgaben.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質: