プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
Çünkü kendi isteğimi değil, beni gönderenin isteğini yerine getirmek için gökten indim.
car je suis descendu du ciel pour faire, non ma volonté, mais la volonté de celui qui m`a envoyé.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
Çünkü tanrının isteğini yerine getirmek ve vaat edilene kavuşmak için dayanma gücüne ihtiyacınız vardır.
car vous avez besoin de persévérance, afin qu`après avoir accompli la volonté de dieu, vous obteniez ce qui vous est promis.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
İsa, ‹‹benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve onun işini tamamlamaktır›› dedi.
jésus leur dit: ma nourriture est de faire la volonté de celui qui m`a envoyé, et d`accomplir son oeuvre.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
kralın isteğini yerine getirmek güçtür. İnsanlar arasında yaşamayan ilahlardan başka krala bunu açıklayabilecek kimse yoktur.››
ce que le roi demande est difficile; il n`y a personne qui puisse le dire au roi, excepté les dieux, dont la demeure n`est pas parmi les hommes.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
tanrıyı sevmek onun buyruklarını yerine getirmek demektir. onun buyrukları da ağır değildir.
car l`amour de dieu consiste a garder ses commandements. et ses commandements ne sont pas pénibles,
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
İsteklerini yerine getirdi tanrı.
ils mangèrent et se rassasièrent abondamment: dieu leur donna ce qu`ils avaient désiré.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
‹‹eğer bir kimse tanrının isteğini yerine getirmek istiyorsa, bu öğretinin tanrıdan mı olduğunu, yoksa kendiliğimden mi konuştuğumu bilecektir.
si quelqu`un veut faire sa volonté, il connaîtra si ma doctrine est de dieu, ou si je parle de mon chef.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
dünya da dünyasal tutkular da geçer, ama tanrının isteğini yerine getiren sonsuza dek yaşar.
et le monde passe, et sa convoitise aussi; mais celui qui fait la volonté de dieu demeure éternellement.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
kral adamlarına, ‹‹esterin isteğini yerine getirmek için hamanı hemen çağırın›› dedi. böylece kralla haman esterin verdiği şölene gittiler.
et le roi dit: allez tout de suite chercher haman, comme le désire esther. le roi se rendit avec haman au festin qu`avait préparé esther.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
o senin içindeki istekleri yerine getirecektir.
fais de l`Éternel tes délices, et il te donnera ce que ton coeur désire.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
musanın yasa kitabında yazılı olan her şeyi korumak ve yerine getirmek için çok güçlü olun. yazılanlardan sağa sola sapmayın.
appliquez-vous avec force à observer et à mettre en pratique tout ce qui est écrit dans le livre de la loi de moïse, sans vous en détourner ni à droite ni à gauche.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
melekler ve ruh (cebrail) o gece rab'lerinin izniyle tüm buyrukları yerine getirmek için inerler.
durant celle-ci descendent les anges ainsi que l'esprit, par permission de leur seigneur pour tout ordre.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
o gün saulun görevlilerinden edomlu doek adındaki baş çoban rabbin önünde dinsel görevini yerine getirmek üzere orada bulunuyordu.
là, ce même jour, un homme d`entre les serviteurs de saül se trouvait enfermé devant l`Éternel; c`était un Édomite, nommé doëg, chef des bergers de saül.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
kral halkı dinlemedi. Çünkü Şilolu ahiya aracılığıyla nevat oğlu yarovama verdiği sözü yerine getirmek için rab bu olayı düzenlemişti.
ainsi le roi n`écouta point le peuple; car cela fut dirigé par l`Éternel, en vue de l`accomplissement de la parole que l`Éternel avait dite par achija de silo à jéroboam, fils de nebath.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
bu önceliğin bir diğer boyutu, teknoloji transferine ve yeni ürünleri pazar yerine getirmek için doğru altyapı ile hizmetlerin oluşturulmasına odaklanmaktadır.
conséquence de cette crise majeure, de nombreuses régions du pays sont loin d’avoir atteint le niveau économique qu’elles doivent atteindre, et la croissance des pme est faible.
最終更新: 2014-02-06
使用頻度: 1
品質:
danıșmanlar genellikle profesyonel faaliyetlerini kendi ülkelerinden yürütmeye devamederler ve brüksel’e sadece vekillik görevlerini yerine getirmek üzere giderler.
les conseillers continuent généralement d’exercer leur activité professionnelle dansleur pays d’origine et ne se rendent à bruxelles que pour exercer leur mandat.
最終更新: 2014-02-06
使用頻度: 1
品質:
ama allah, olması kararlaştırılan işi yerine getirmek istiyordu. ta ki, ölen beyyine üzerine ölsün, yaşayan da beyyine üzerine yaşasın.
mais il fallait qu'allah accomplît un ordre qui devait être exécuté, pour que, sur preuve, pérît celui qui (devait) périr, et vécût, sur preuve, celui qui (devait) vivre.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質:
• en önemlisi de, uuim bazı uluslararası yükümlülükleri yerine getirmek için kurulmuş olsa bile, ulusal ihtiyaçlara yanıt vermezse rolünü başarıyla gerçekleştirmiş olmaz.
• et, surtout, même si l’ond a été mis en place pour répondre à des obligations internationales, il ne peut pas remplir sa fonction s’il ne répond pas à des besoins nationaux.
最終更新: 2014-02-06
使用頻度: 1
品質:
yine diyorsunuz ki, ‹sunak üzerine ant içenin andı sayılmaz, ama sunaktaki adağın üzerine ant içen, andını yerine getirmek zorundadır.›
si quelqu`un, dites-vous encore, jure par l`autel, ce n`est rien; mais, si quelqu`un jure par l`offrande qui est sur l`autel, il est engagé.
最終更新: 2012-05-05
使用頻度: 1
品質:
allah, olacak bir işi yerine getirmek için (savaş alanında) karşılaştığınız zaman onları sizin gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu.
et aussi, au moment de la rencontre, il vous les montrait peu nombreux à vos yeux, de même qu'il vous faisant paraître à leurs yeux peu nombreux afin qu'allah parachève un ordre qui devait être exécuté.
最終更新: 2014-07-03
使用頻度: 1
品質: