検索ワード: bundan bir sey olmadi ki (トルコ語 - 英語)

bundan bir ders çıkardım.
i learned a lesson from it.

fevkalade bir sey.
it's a remarkable thing.

baska bir sey degil.
nothing else.

cok ustalik gerektiren bir sey yapmisti.
and he did something that was very tricky.

bu ayın başlarında türkiye'deki kürtler ayrilikcilar ayaklanmaya tesvik edildi, ancak bir sey olmadi.
kurds in turkey were urged to rebel earlier this month, but nothing happened.

birilerine bir sey verdigimizde kendimizi iyi hissederiz.
we feel good if we give.

benim duygusal duzey diye adlandirdigim bir sey var.
there's something i call the visceral level of processing, and there will be visceral-level design.

yani duzene olan egilim herzaman iyi bir sey degil.
so this tendency towards order is not always a good thing.

deri bambaşka bir sey, belki de en zor kısmı işin.
the skin's a whole another thing, probably the hardest part.

bir teori sizin daha az calismaniza olanak saglayan bir sey.
a theory is something that enables you to do less work.

buna bir son vermeliyiz.
we have to stop that.

iste, hukuk da insan davranisi icin boyle cekim gucu olan bir sey.
well, law is also a powerful driver of human behavior.

buna bir anlam veremiyorum.
i can't make any sense of this.

bunda bir işaret vardır.
in this there is, certainly, evidence (of the truth).

ancak tek bir seyden eminiz ki... buyuk diverjans... artik sona erdi beyler.
but one thing is for sure, the great divergence is over, folks.

bu tek aciklama. yoksa niye insanlara bir seyin sicak oldugunu soylemen gereksin ki?
that's the only explanation. because why would you have to tell people that something was actually hot?

ama bu incil'de cok onemli bir yer kapliyor dolayisiyla bu konuda bir sey yapmam lazimdi.
but it's a big part of the bible, so i figured i had to address it.

bu cok onemli bir ders. dua etmeye basladim, sukran dualari, ki bu bir agnostik icin tuhaf bir sey.
and this one was a big lesson because i was praying, giving these prayers of thanksgiving, which was odd for an agnostic.

bunlar birbirleri ile alakali bicimler, benim yaptigim herseyin ilham kaynagi bununla beraber sonunda sasirtici bir sekilde basit bir sey yapabilirim.
these interrelated forms, they do inspire everything i do although i might end up making something incredibly simple.

bana kalirsa butun okullar fazla ekipmani, fazla paray kullanabilir -- bu onlarin bunu yapmari icin tesvik edici bir sey olacak.
i think all schools could use extra equipment, extra cash -- it's going to be an incentive for them to do that.