検索ワード: dönüştürdü (トルコ語 - 英語)

o, iki fikri teke dönüştürdü.
he combined two ideas into one.

peri prensi bir kediye dönüştürdü.
the fairy changed the prince into a cat.

babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
my father converted a garage into a study.

bu da gazetenin eski siyasi yandaşlarını düşmana dönüştürdü.
this turned some of the newspaper's former political allies into enemies.

1863'te maria adında bir vampir onu ısırdı ve vampire dönüştürdü.
jasper was turned into a vampire in 1863 by a vampire named maria when he was 19 years old.

carlisle kadının oğlu edward'tın kurtulamayacağını biliyordu ve onu vampire dönüştürdü.
out of loneliness, carlisle transformed edward into a vampire, and edward became his companion.

korsanlık faaliyetleriyle ünlü olan kasaba bu geleneği yeniden canlandırarak turistik bir etkinliğe dönüştürdü.
the town, which was renown for pirate activity, has revived the tradition and has turned it into a tourist attraction.

psikopatlık belirti listesinin üzerinden geçiyordu ve onu "peynirimi kim aldı?"ya dönüştürdü.
so he was going down the psychopathic checklist, basically turning it into "who moved my cheese?"

1999'un sonunda lopez başarılı bir şekilde kendini bir film yıldızından bir pop yıldızına dönüştürdü.
by the end of 1999, lopez successfully converted herself from a film star to a pop star.

1954'te de örgütü tanganika afrika ulusal birliği'ne (tanu) dönüştürdü.
in 1954 he transformed taa into the politically oriented tanganyika african national union (tanu).

3 milyon avroluk yatırım, 125 yıllık kliniği ülkenin en modern ve etkili devlet doğum hastanesine dönüştürdü.
a 3m-euro investment transformed a 125-year-old clinic into the most modern and effective public maternity hospital in the country.

bu onları dönüştürdü. Şimdi göreceğiniz onların yolculuğu, dışarıya çıkıp sonra da dünyayı değiştirebilecekleri inancına mahkum oluşlarıdır.
it transformed them. what you will see is their journey, and then their utter conviction that they could go out and change the world.

"İsa su üzerinde mi yürüdü ve onu şaraba mı dönüştürdü?" "hayır bu başka bir konu!"
"did jesus walk over water and then turn it into wine?" "no, that's a different story!"

birleşik bir almanya dileğini ifade etmek isteyen cumhurbaşkanı theodor heuss alman köşesi'ni bir alman birleşme anıtına dönüştürdü.
in order to express the deep wish for a united germany, president theodor heuss turned the german corner into a monument to german unity.

onların hepsini birebir tanımıyordu ama takdire değer bir dehayla onları birer sosyal eylemciye dönüştürdü ve onlara onun adına kampanya yapabilmek için ihtiyaçları olan argümanları ve enstrümanları sundu.
he did not know each and every one of them, but with an admirable ingenuity, he managed to transform them into activists by giving them all the possibility to hold in their hands the arguments and the instruments that each would need to campaign in his name by making his own campaign.

bosna-hersek bu amaca yönelik bir bakanlığa sahip olmasına karşın, 2002 yılında bunu avrupa entegrasyon müdürlüğü'ne dönüştürdü.
bosnia and herzegovina had a ministry for this purpose, but transformed it into the directorate on european integration in 2002.

2002 yılında usaid, brcko'nun eski kışlasını tanık sorgulamada kullanılan kayıt odaları, avukat odaları ve mahkeme salonlarıyla bir adliye kompleksine dönüştürdü.
in 2002, usaid transformed brcko's former army barracks into a court complex with taping rooms for witness questioning, clerks' offices and courtrooms.

almanya bürokrasinin her kolu, soykırımın lojistiğine yardım etti ve Üçüncü reich’ı, holokost akademisyenlerinin belirttiği gibi bir soykırım devleti’ne dönüştürdü.
every arm of germany's bureaucracy was involved in the logistics of the genocide, turning the third reich into "a genocidal state".

dizide, kazuma contractor güçlerini kullanarak geçici bir süreliğine enraiha’yı mavi kutsal alev,souen (the blue divine flame)’e dönüştürdü.
later in the series, kazuma is shown to be able to use his contractor powers on enraiha to temporarily allow the sword to possess the blue divine flame, .

refah'ın kapatılmasından bu yana, türkiye'deki İslamcı hareketin ılımlı kanadından doğan akp kendisini, seçmen grubunun farklı kesimlerinin üzerine geniş bir şemsiye açan bir kitle partisi yapısına dönüştürdü.
since welfare's closure, the akp, which emerged from the moderate wing of turkey's islamist movement, transformed itself into a mass party structure casting a wide umbrella over different sectors of the turkish electorate.