検索ワード: de biliyor (トルコ語 - 英語)

Çok iyi yüzmediğini ikimiz de biliyoruz.
we both know you don't swim very well.

aynı zamanda karbondioksit kaybettiğimizi de biliyorduk.
and we knew that we were losing co2.

bunun okula gidemeyeceği anlamına geldiğini de biliyordu.
she knew that meant she wouldn't go to school.

bunun bir geleceği olmayacağı anlamına geldiğini de biliyordu.
she knew that meant she wouldn't have a future.

aynı zamanda elektronun momentini de biliyoruz formula_4.
also we know that the momentum of the electron formula_4.

sanırım tom'un nasıl hissettiğini her ikimiz de biliyoruz.
i think we both know how tom feels.

ben de "biliyorum. bunca zamandır size bunu anlatmaya çalışıyordum.
i was like, "i know. that's what i've been trying to tell you guys all along.

allah, elbette resulünün: “ya rabbî! ne yapayım, onlar, bir türlü imana gelmeyen bir topluluktur” demesini de biliyor.
(god has knowledge of muhammad's words when he complains to him), "my lord, these, my people, do not believe".

ama, kendimi de biliyorum, ben de bu sanal koro ruhunu hepsiyle beraber hissediyorum.
but, i know myself too, i feel this virtual esprit de corps, if you will, with all of them.

bir defasında "biliyorum, bart zor bir çocuk olabilir fakat içindekini de biliyorum.
she once said "i know bart can be a handful, but i also know what he's like inside.

allah'a andolsun ki, bizim yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz.
'by allah' they said, 'you know we did not come to do evil in this land.

Önceki modelimizden de biliyoruz ki eleştirmen'in yorumlarını alan kısımdaki beyin bölgesi oyuncu'dur.
we know from our formal model that the brain structure at the receiving end of the critic's commentary is the actor.

ben allah'tan (bir bilgi olarak) sizin bilmediğinizi de biliyorum."
god has made known to me things that you do not know.

ve erkeklere güvensizken güvende olmayı öğretmişiz, bir şeyi bilmediklerinde de biliyormuş gibi yapmayı. yoksa neden şimdi bulunduğumuz yerde olalım ki?
and i think we have taught men to be secure when they are insecure, to pretend they know things when they don't know things, or why would we be where we are?

türkiye’ye tatile çıkacaksınız, siz de biliyorsunuz bu sorunlar bittiğinde yine geleceksiniz; çünkü türkiye’deki turist yunanistan’a döndü.
you know, you are going on holiday to turkey. after these problems are solved, you will come again. because the tourist in turkey started to prefer greece.