プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
und ich kaufte einen gürtel nach dem befehl des herrn und gürtete ihn um meine lenden.
rabbin buyruğu uyarınca bir kuşak satın alıp belime sardım.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
machte sich ehud ein zweischneidig schwert, eine elle lang, und gürtete es unter sein kleid auf seine rechte hüfte
ehut kendine bir arşın uzunluğunda iki ağızlı bir kama yaptı ve bunu sağ kalçası üzerine, giysisinin altına sakladı.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
und die hand des herrn kam über elia, und er gürtete seine lenden und lief vor ahab hin, bis er kam gen jesreel.
Üzerine rab'bin gücü inen İlyas kemerini kuşanıp yizreel'e kadar ahav'ın önünde koştu.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
und legte ihnen den leinenen rock an und gürtete sie mit dem gürtel und zog ihnen den purpurrock an und tat ihm den leibrock an und gürtete ihn über den leibrock her
haruna mintanı giydirdi, beline kuşağı bağladı, üzerine kaftanı, onun üzerine de efodu giydirdi. ustaca dokunmuş şeridiyle efodu bağladı.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
und brachte herzu aarons söhne und zog ihnen leinene röcke an und gürtete sie mit dem gürtel und band ihnen hauben auf, wie ihm der herr geboten hatte.
harunun oğullarını öne çıkardı, onlara mintan giydirdi, bellerine kuşak bağladı, başlarına başlık koydu. musa her şeyi rabbin buyurduğu gibi yaptı.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
da stand abraham des morgens früh auf und gürtete seinen esel und nahm mit sich zwei knechte und seinen sohn isaak und spaltete holz zum brandopfer, machte sich auf und ging an den ort, davon ihm gott gesagt hatte.
İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshakı aldı. yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, tanrının kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
da sprach david zu seinen männern: gürte ein jeglicher sein schwert um sich und david gürtete sein schwert auch um sich, und zogen hinauf bei vierhundert mann; aber zweihundert blieben bei dem geräte.
davut adamlarına, ‹‹herkes kılıcını kuşansın!›› diye buyruk verdi. davut da, adamları da kılıçlarını kuşandılar. yaklaşık dört yüz adam davutla birlikte gitti; iki yüz kişi de erzağın yanında kaldı.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質:
da spricht der jünger, welchen jesus liebhatte, zu petrus: es ist der herr! da simon petrus hörte, daß es der herr war, gürtete er das hemd um sich (denn er war nackt) und warf sich ins meer.
İsanın sevdiği öğrenci, petrusa, ‹‹bu rabdir!›› dedi. simun petrus onun rab olduğunu işitince üzerinden çıkarmış olduğu üstlüğü giyip göle atladı.
最終更新: 2012-05-04
使用頻度: 1
品質: