プロの翻訳者、企業、ウェブページから自由に利用できる翻訳レポジトリまで。
als er nun heimkam, nahm er ein messer und faßte sein kebsweib und zerstückte sie mit gebein und mit allem in zwölf stücke und sandte sie in alle grenzen israels.
eve varınca eline bir bıçak aldı, cariyesinin cesedini on iki parçaya bölüp İsrailin on iki oymağına dağıttı.
dazu die messer, becken, löffel und näpfe waren lauter gold. und der eingang, nämlich seine tür inwendig zu dem allerheiligsten und die türen am hause des tempels, waren golden.
saf altın fitil maşaları, çanaklar, tabaklar, buhurdanlar ve tapınağın altın kapıları. en kutsal yer'in ve ana bölümün kapıları da altındandı.
dazu schalen, messer, becken, löffel und pfannen von lauterem gold. auch waren die angeln an der tür am hause inwendig, im allerheiligsten, und an der tür des hauses des tempels golden.
saf altın taslar, fitil maşaları, çanaklar, tabaklar, buhurdanlar. tapınaktaki iç odanın, yani en kutsal yerin ve ana bölümün kapı menteşeleri de altındandı.