検索ワード: fried (英語 - トルコ語)

sues fried want
davet

deep fried bread
evet teslim

alfred hermann fried.
alfred hermann fried.

tom loves fried chicken.
tom, kızarmış tavuk seviyor.

we deep-fried the turkey.
hindiyi bol yağda kızarttım.

fried food does not agree with me.
kızartılmış yiyecek bana yaramıyor.

khichuri, hilsa fish and fried egg.
khichuri, hilsa balığı ve sahanda yumurta.

avoid fried foods for a while.
bir süre kızartılmış yiyeceklerden kaçının.

** "khao phat mu" - fried rice with pork.
* khao phat mu - domuz etli kızarmış pirinç.

622), production began in 1936 at fried.
Üretim 1936 yılında fried'da başladı.

fried moved on to prisitna later sunday.
fried pazar günü ilerleyen saatlerde priştine'ye geçti.

** "khao phat kai" - fried rice with chicken.
* khao phat kai - tavuklu kızarmış pirinç.

* bernhard tuider: "alfred hermann fried.
* bernhard tuider: "alfred hermann fried.

fried calls for limited period of negotiations on kosovo
fried, kosova müzakerelerine zaman sınırı koyma çağrısında bulundu

jason fried: why work doesn't happen at work
jason fried:neden iş iş yerinde olmuyor

fried was a prominent member of the esperanto-movement.
fried, esperanto-hareketinin önemli bir üyesiydi.

at the end of that you're completely fried, your brain.
en sonunda beyniniz tamamen kızarıyor.

fried next travels to banja luka for talks with bosnian serb officials.
fried buradan bosnalı sırp yetkililerle görüşmek üzere banja luka'ya geçecek.

on the table, there was a plate with three fried eggs on it.
masada üzerinde üç kızarmış yumurta bulunan bir tabak vardı.

leben und werk des friedensnobelpreisträgers alfred hermann fried (1864–1921).
leben und werk des friedensnobelpreisträgers alfred hermann fried (1864–1921).