검색어: vrezen (네덜란드어 - 터키어)

vrezen
korkmak

vrezen?
korkmak mı?

ze vrezen...
korktukları...

meisjes vrezen.
kızların çenesi düşüktür.

niks te vrezen?
endişelenecek bir şey yok mu?

andere vrezen me.
- sayfaları al. fakat ellerinle al.

gezonken, vrezen we.
Çok utanç verici bir durum.

dat moeten we vrezen.
böyle bir şey çok kötü olur.

vrezen ze ons daarom ?
demek...kuvvetli bir iraden var.

zo'n man vrezen ze.
bu adamdan korkarlar.

dat alle kwaaddoeners vrezen voor...
bütün kötüler kılıcımın tadına bakacak...?

...beter greg stillson vrezen...
- ... greg stillson'dan korkun...

we hoeven niemand te vrezen.
kimseden korkmamız gerekmez.

wat alle leugenaars vrezen, barones.
bütün yalancıların korktuğu şey barones.

- gekke mensen vrezen niets.
deliler hiçbir şeyden korkmaz.

alleen lafaards vrezen de jappen.
ama sun yatsen bu japon şeytanlara saldırmaya cesaret etmez.

onze mensen vrezen geen gewone wolven.
İnsanlarımızın korktuğu basit bir kurt değil.

waarom vrezen jullie (allah) niet?"
hâlâ sakınmayacak mısınız?"

ze vrezen jullie macht, jullie intelligentie.
gücünüzden, zekanızdan korkuyorlar.

hopelijk zullen jullie (allah) vrezen.
umulur ki, böylece korunmuş (allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.