검색어: arcam (라틴어 - 터키어)

ponesque in arcam testificationem quam dabo tib
antlaşmanın taş levhalarını sana vereceğim. onları sandığın içine koy.

et pones in eo arcam dimittesque ante illam velu
levha sandığını oraya getirip perdeyle gizle.

et ungues ex eo tabernaculum testimonii et arcam testament
buluşma Çadırını, levha sandığını, masayla takımlarını, kandillikle takımlarını, buhur sunağını, yakmalık sunu sunağıyla bütün takımlarını, kazanı ve kazan ayaklığını hep bu yağla meshet.

praecepit levitis qui portabant arcam foederis domini dicen
rabbin antlaşma sandığını taşıyan levililere şu buyruğu verdi:

arcam et vectes propitiatorium et velum quod ante illud oppanditu
masayla sırıklarını, bütün masa takımlarını, huzura konan ekmekleri;

igitur iosue de nocte consurgente tulerunt sacerdotes arcam domin
ertesi sabah yeşu erkenden kalktı. kâhinler de rabbin sandığını yüklendiler.

reportaverunt igitur sadoc et abiathar arcam dei hierusalem et manserunt ib
böylece sadokla aviyatar tanrının sandığını yeruşalime geri götürüp orada kaldılar. ‹‹bakın››.

et reducamus arcam dei nostri ad nos non enim requisivimus eam in diebus sau
tanrımızın sandığını geri getirelim. Çünkü saulun krallığı döneminde ona gereken önemi vermedik.››

et timuit deum tunc temporis dicens quomodo possum ad me introducere arcam de
davut o gün tanrıdan korkarak, ‹‹tanrının sandığını nasıl yanıma getirsem?›› diye düşündü.

ad populum quoque ait vadite et circuite civitatem armati praecedentes arcam domin
sonra halka, ‹‹kalkın, kentin çevresini dolanmaya başlayın›› dedi, ‹‹silahlı öncüler rabbin sandığının önünden gitsin.››

omnisque praecederet armatus exercitus reliquum vulgus arcam sequebatur ac bucinis omnia concrepaban
silahlı öncüler boru çalan kâhinlerin önünden, artçılar da sandığın arkasından ilerliyor, bu arada borular çalınıyordu.

et ait saul ad ahiam adplica arcam dei erat enim ibi arca dei in die illa cum filiis israhe
saul ahiyaya, ‹‹tanrının sandığını getir›› dedi. o sırada tanrının sandığı İsrail halkındaydı. ‹‹efod››.

cumque adiuvisset deus levitas qui portabant arcam foederis domini immolabantur septem tauri et septem ariete
tanrı, rabbin antlaşma sandığını taşıyan levililere yardım ettiği için, yedi boğa ile yedi koç kurban ettiler.

congregavit ergo david cunctum israhel a sior aegypti usque dum ingrediaris emath ut adduceret arcam dei de cariathiari
davut tanrının antlaşma sandığını kiryat-yearimden geri getirmek için mısırdaki Şihor irmağından levo-hamata kadar bütün İsraillileri topladı.

arcam autem dei adduxerat david de cariathiarim in locum quem paraverat ei et ubi fixerat illi tabernaculum hoc est in hierusale
ancak davut tanrının antlaşma sandığını kiryat-yearimden getirip yeruşalimde hazırladığı çadıra koymuştu.

adtulerunt igitur arcam dei et constituerunt eam in medio tabernaculi quod tetenderat ei david et obtulerunt holocausta et pacifica coram de
tanrının antlaşma sandığını getirip davutun bu amaçla kurduğu çadırın içine koydular. tanrıya yakmalık sunular ve esenlik sunuları sundular.

alios quoque duodecim lapides posuit iosue in medio iordanis alveo ubi steterunt sacerdotes qui portabant arcam foederis et sunt ibi usque in praesentem die
yeşu ayrıca Şeria irmağının ortasına, antlaşma sandığını taşıyan kâhinlerin durduğu yere on iki taş diktirdi. bu taşlar bugün de oradadır.

et mittentes congregaverunt omnes satrapas philisthinorum ad se et dixerunt quid faciemus de arca dei israhel responderuntque getthei circumducatur arca dei israhel et circumduxerunt arcam dei israhe
bunun üzerine ulaklar gönderip bütün filist beylerini çağırttılar ve, ‹‹İsrail tanrısının sandığını ne yapalım?›› diye sordular. filist beyleri, ‹‹İsrail tanrısının sandığı gata götürülsün›› dediler. böylece İsrail tanrısının sandığını gata götürdüler.

percussit autem de viris bethsamitibus eo quod vidissent arcam domini et percussit de populo septuaginta viros et quinquaginta milia plebis luxitque populus quod percussisset dominus plebem plaga magn
rabbin antlaşma sandığının içine baktıkları için, rab beytşemeşlilerden bazılarını cezalandırıp yetmiş kişiyi yok etti. halk rabbin başlarına getirdiği bu büyük yıkımdan dolayı yas tuttu.