검색어: msamaria (스와힐리어 - 터키어)

(musa) akasema: ewe msamaria!
(hz. musa bu defa sâmirî'ye dönerek) "ey sâmirî!

na hivyo ndivyo alivyo toa shauri msamaria.
biz onları ateşe attık, aynı şekilde samiri de attı" dediler.

(musa) akasema: ewe msamaria! unataka nini?
(musa) dedi ki: "ya senin amacın nedir ey samiri?"

wayahudi wakamwambia, "je, hatukusema kweli kwamba wewe ni msamaria, na tena una pepo?"
yahudiler ona şu karşılığı verdiler: ‹‹ ‹sen, cin çarpmış bir samiriyelisin› demekte haklı değil miyiz?››

lakini msamaria mmoja aliyekuwa anasafiri, alifika pale yule mtu alipokuwa, naye alipomwona, alimwonea huruma.
o yoldan geçen bir samiriyeli ise adamın bulunduğu yere gelip onu görünce, yüreği sızladı.

basi, mwanamke mmoja msamaria akafika kuteka maji. yesu akamwambia, "nipatie maji ninywe."
samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi. İsa ona, ‹‹bana su ver, içeyim›› dedi.

(mwenyezi mungu) akasema: sisi tumewatia mtihani watu wako baada yako, na msamaria amewapoteza.
"halkını, senden sonra sınadık. samiri onları saptırdı," dedi.

wakasema: sisi hatukuvunja miadi yako kwa khiari yetu, lakini tulibebeshwa mizigo ya mapambo ya watu, basi tukaitupa. na hivyo ndivyo alivyo toa shauri msamaria.
dediler ki: "biz sana kendi irademizle/malımızla karşı çıkmadık. olay şu: bize o topluluğun süs eşyalarından bazıları yükletilmişti, onları kaldırıp attık; aynı şekilde sâmirî de attı."

lakini huyo mwanamke akamwambia, "wewe ni myahudi; mimi ni mwanamke msamaria! unawezaje kuniomba maji?" (wayahudi hawakuwa na ushirikiano na wasamaria katika matumizi ya vitu.)
samiriyeli kadın, ‹‹sen yahudisin, bense samiriyeli bir kadınım›› dedi, ‹‹nasıl olur da benden su istersin?›› Çünkü yahudilerin samiriyelilerle ilişkileri yoktur.