검색어: wokovu (스와힐리어 - 터키어)

na, watu wote watauona wokovu utokao kwa mungu."
ve bütün insanlar tanrının sağladığı kurtuluşu görecektir.› ››

maana kwa macho yangu nimeuona wokovu utokao kwako,
Çünkü senin sağladığın, bütün halkların gözü önünde hazırladığın kurtuluşu, ulusları aydınlatıp halkın İsraile yücelik kazandıracak ışığı gözlerimle gördüm.››

maana neema ya mungu imedhihirishwa kwa ajili ya wokovu wa watu wote.
Çünkü tanrının bütün insanlara kurtuluş sağlayan lütfu ortaya çıkmıştır.

kwa sababu mnapokea wokovu wa roho zenu ambao ni lengo la imani yenu.
Çünkü imanınızın sonucu olarak canlarınızın kurtuluşuna erişiyorsunuz.

na alipofanywa mkamilifu, akawa chanzo cha wokovu wa milele kwa wale wote wanaomtii,
yetkin kılınınca, sözünü dinleyen herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu.

malaika ni roho tu wanaomtumikia mungu, na mungu huwatuma wawasaidie wale watakaopokea wokovu.
bütün melekler kurtuluşu miras alacaklara hizmet etmek için gönderilen görevli ruhlar değil midir?

upokeeni wokovu kama kofia yenu ya chuma, na neno la mungu kama upanga mnaopewa na roho mtakatifu.
kurtuluş miğferini ve ruhun kılıcını, yani tanrı sözünü alın.

maana mungu hakututeua ili tuangamizwe na ghadhabu yake, bali tuupate wokovu kwa njia ya bwana wetu yesu kristo,
Çünkü tanrı bizi gazaba uğrayalım diye değil, rabbimiz İsa mesih aracılığıyla kurtuluşa kavuşalım diye belirledi.

manabii walipeleleza kwa makini na kufanya uchunguzi juu ya wokovu huo, wakabashiri juu ya neema hiyo ambayo ninyi mngepewa.
size bağışlanacak lütuftan söz etmiş olan peygamberler, bu kurtuluşla ilgili dikkatli incelemeler, araştırmalar yaptılar.

hizo zitakuwa zenu ninyi ambao kwa imani mnalindwa salama kwa nguvu ya mungu kwa ajili ya wokovu ambao uko tayari kufunuliwa mwishoni mwa nyakati.
zaman sona ererken açığa çıkarılmaya hazır olan kurtuluşa kavuşasınız diye iman sayesinde tanrının gücüyle korunuyorsunuz.

"ndugu, ninyi mlio watoto wa ukoo wa abrahamu, na wengine wote mnaomcha mungu! ujumbe huu wa wokovu umeletwa kwetu.
‹‹kardeşler, İbrahimin soyundan gelenler ve tanrıdan korkan yabancılar, bu kurtuluş bildirisi bize gönderildi.

halafu paulo akamaliza na kusema, "jueni basi, kwamba ujumbe wa mungu juu ya wokovu umepelekwa kwa watu wa mataifa. wao watasikiliza!"
‹‹Şunu bilin ki, tanrının sağladığı bu kurtuluşun haberi öteki uluslara gönderilmiştir. ve onlar buna kulak vereceklerdir.››

basi, huyo msichana alimfuata paulo na sisi, akipiga kelele na kusema, "hawa watu ni watumishi wa mungu mkuu. wanawatangazieni njia ya wokovu."
pavlusu ve bizleri izleyerek, ‹‹bu adamlar yüce tanrının kullarıdır, size kurtuluş yolunu bildiriyorlar!›› diye bağırıp durdu.

ilikuwa haki tupu kwamba mungu, ambaye huumba na kutegemeza vitu vyote, alimfanya yesu kuwa mkamilifu kabisa kwa njia ya mateso, ili awalete watoto wengi waushiriki utukufu wake. maana yesu ndiye anayewaongoza kwenye wokovu.
birçok oğulu yüceliğe eriştirirken onların kurtuluş öncüsünü acılarla yetkinliğe erdirmesi, her şeyi kendisi için ve kendi aracılığıyla var eden tanrıya uygun düşüyordu.

mungu asema hivi: "wakati wa kufaa nimekusikiliza, wakati wa wokovu nikakusaidia." basi, sasa ndio wakati wa kufaa, sasa ndiyo siku ya wokovu!
Çünkü tanrı diyor ki, ‹‹uygun zamanda seni duydum, kurtuluş günü sana yardım ettim.››