검색어: veinte (스페인어 - 터키어)

veinte
20

duró veinte años.
o yirmi yıl sürdü.

eran unos veinte dólares.
o yaklaşık yirmi dolardı.

laurie tiene veinte años.
laurie yirmi yaşındadır.

camino veinte millas al día.
günde yirmi mil yürürüm.

fueron allí más de veinte niños.
yirmiden fazla erkek çocuğu oraya gitti.

invité a veinte amigos a la fiesta.
partiye yirmi arkadaşı davet ettim.

%1 y veinte%1 the hour translated above
% 1 yirmi geçiyor% 1 the hour translated above

tuve que esperar veinte minutos al siguiente autobús.
bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.

de veinte estudiantes, solo uno ha leído el libro.
yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.

tardo veinte minutos en ir en taxi a la estación.
İstasyona taksiyle gitmem 20 dakikamı alır.

ella dijo que tenía veinte años de edad, lo cual no era cierto.
o, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.

invité a veinte personas a mi fiesta pero ninguno de ellos vino.
yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.

hizo, pues, los tablones para el tabernáculo, veinte tablones para el lado sur
konutun güneyi için yirmi çerçeve yaptı.

y para el otro lado del tabernáculo, el lado norte, harás otros veinte tablones
konutun öbür yanı, yani kuzeyi için de yirmi çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere kırk gümüş taban yap.

cada uno que sea contado, de veinte años para arriba, dará esta ofrenda alzada para jehovah
sayılan yirmi yaşındaki ve daha yukarı yaştaki herkes bana armağan verecektir.

después que recorrieron todo el territorio, volvieron a jerusalén al cabo de nueve meses y veinte días
dokuz ay yirmi gün ülkeyi baştan başa dolaştıktan sonra yeruşalime döndüler.

el contrato se adjudicó a finales de 2007 y ya se han instalado cinco de los veinte kilómetros previstos.
yüksek ve güvenli bir bariyerle kapatılmış ve çevrelenmişlerdir ve diğer hücreler için kenara konulanlar, çürüyen atığın oluşturduğu sıvıyı toplayan ve nötralize eden karmaşık bir drenaj sisteminden faydalanmaktadır.

aconteció al cabo de veinte años, durante los cuales salomón había edificado la casa de jehovah y su propia casa
süleyman rabbin tapınağıyla kendi sarayını yirmi yılda bitirdi.

el buffer es suficientemente grande para almacenar hasta veinte fotos en jpeg en alta resolución antes de tener que ser vaciado.
kameranın tampon belleği, tamamen dolup boşaltma işlemine geçilmeden önce yirmi adet kadar yüksek çözünürlüklü ve yüksek kalitede jpeg fotoğraf depolayacak kadar geniş.