검색어: accept more, expect less, be blessed (영어 - 터키어)

may your oil be blessed
kadilimiz

may your candle be blessed
berat kandilin mübarek olsun sevgilim

you may perhaps be blessed.
umulur ki esirgenmiş olursunuz.

may your good night be blessed
kadir gecemiz mübarek olsun

may ramadan be blessed my friend
ramazan mubarek olsun

behold, that thus shall the man be blessed that feareth the lord.
böyle kutsanacak.

among those some shall be damned, and others shall be blessed.
artık onlardan kimi 'bedbaht ve mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.

let thy fountain be blessed: and rejoice with the wife of thy youth.
ve gençken evlendiğin karınla mutlu ol.

so think of the favours of god; you may haply be blessed."
(ey) rabbimiz, bizimle kavmimizin arasın(daki iş)i gerçekle aç(ığa çıkar). muhakkak ki sen (gerçekleri) aç(ığa çıkar)anlanın en iyisisin!"

and king solomon shall be blessed, and the throne of david shall be established before the lord for ever.
ama kral süleyman kutsanacak ve davutun tahtı rabbin önünde sonsuza dek kurulu kalacaktır.››

o believers, when you meet an army, stand firm, and think of god a great deal that you may be blessed with success.
bir düşman topluluğu ile karşılaştığınızda sebat edin. allah'ı çok anın ki zafere ulaşabilesiniz.

he made me to be blessed wherever i am, and he has charged me with prayer and charity for as long as i shall live.
"beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. yaşadığım sürece bana namazı/duayı, zekâtı önerdi."

the day it comes no soul will dare say a word but by his leave; and some will be wretched, some will be blessed.
(kıyametin) geleceği günde, o'nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. artık onlardan kimi 'bedbaht ve mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.

and when that day arrives, no soul shall speak but by his leave. among those some shall be damned, and others shall be blessed.
o gün geldi mi hiçbir kimse, rabbinin izni olmaksızın konuşamaz; onların bir kısmı kutsuzdur, bir kısmı kutlu.

for such as be blessed of him shall inherit the earth; and they that be cursed of him shall be cut off.
lanetlediği insanların kökü kazınacak.

and thou shalt be blessed; for they cannot recompense thee: for thou shalt be recompensed at the resurrection of the just.
böylece mutlu olursun. Çünkü bunlar sana karşılık verecek durumda değildirler. karşılığı sana, doğru kişiler dirildiği zaman verilecektir.››

but certainly whoever keeps his promise and follows the right path (will be blessed), for god loves those who shun evil and follow the right course.
(gerçek onların dediği değil.) her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki allah sakınanları sever.

the day it arrives, no soul shall speak except by his leave: of those (gathered) some will be wretched and some will be blessed.
(kıyametin) geleceği günde, o'nun izni olmaksızın, hiç kimse söz söyleyemez. artık onlardan kimi 'bedbaht ve mutsuz', (kimi de) mutlu ve bahtiyardır.

as we expect more from technology, do we expect less from each other? sherry turkle studies how our devices and online personas are redefining human connection and communication -- and asks us to think deeply about the new kinds of connection we want to have.
as we expect more from technology, do we expect less from each other? sherry turkle studies how our devices and online personas are redefining human connection and communication -- and asks us to think deeply about the new kinds of connection we want to have.