검색어: age is just a number (영어 - 터키어)

he is just a kid.
o sadece bir çocuk.

he is just a child.
o sadece bir çocuk.

that man is just a bigot.
bu adam tam bir yobaz.

it really is just a new idea.
bu gerçekten sadece yeni bir fikir.

"it is just a campaign gimmick.
İşsiz tarih öğretmeni dragica nektarijeviç setimes'a verdiği demeçte, "bu sadece bir kampanya numarası değil.

but this is just a single neuron.
ama bu sadece tek bir nöron.

but that is just a difference of opinion.
ama bu sadece bir yorum farkı.

now, ted is just a small part of this.
ted bunun sadece küçük bir kısmı.

and this is just a silicon piece of skin.
bu silikon deri parçası sadece.

this is just a reminder and a manifest quran,
bu bir öğüt ve apaçık kuran'dır.

otherwise, compassion is just a word and a dream.
yoksa, şefkat-merhamet sadece bir kelime ve bir rüyadan ibaret olur.

this is just a small gift, but please accept it.
bu sadece küçük bir hediye, ama lütfen onu kabul ediniz.

tom is just a friend. he's not my boyfriend.
tom sadece bir arkadaş. o benim erkek arkadaşım değil.

it is just a revelation that is revealed [to him],
o (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir.

"solving this issue is just a matter of political will.
ytd sözcüsü ljiljana radetiç setimes'a verdiği demeçte, "bu sorunun çözümü sadece siyasi irade meselesi.

archibald winner is just a francis bacon , bill dobell rip off ...
archibald galibi sadece bir francis bacon, bill dobell çakması...

this is just a really nice touch -- it's called slow prototyping.
bu ise çok ince bir dokunuş -- adı yavaş prototiplendirme.

so, hers is just a truly inspiring story -- unknown, but inspiring story.
gördüğünüz gibi onun hikayesi ilham verici, bilinmeyen ama ilham verici bir hikaye.