검색어: am just a trash (영어 - 터키어)

i am just a nobody.
ben bir hiçim.

just a sec.
bir dakika

i am just a humble teacher.
ben sadece mütevazı bir öğretmenim.

i am just a manifest warner.’
"ben sadece açık bir biçimde uyarmaktayım."

i am just dreaming.
sadece hayal ediyorum.

he's just a liar.
o bir yalancı.

maybe just a little.
belki sadece biraz.

just a moment, please.
bir saniye, lütfen.

i'm just a messenger.
ben sadece bir elçiyim.

i am just warming up now.
Şimdi sadece ısınıyorum.

am just thinking about you baby
canım benim aşkım

i am just glad it's over.
bittiğine çok seviniyorum.

no, thank you. i am just looking.
hayır, teşekkürler. yalnızca bakıyorum.

all that is revealed to me is that i am just a manifest warner.’
"ancak ben açıktan açığa korkutmakla görevli olduğum için o bilgi bana vahyediliyor."

i am not disturbed , i am just limited edition
rahatsız değilim, sadece sınırlı sayıda üretilmişim.

i just follow whatever is revealed to me, and i am just a manifest warner.’
bana vahyedilenden başkasına da uymam! ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim."

say, ‘i am just a human being like you. it has been revealed to me that your god is the one god.
de ki: "ben de ancak sizin gibi bir insanım; ancak bana tanrınızın tek bir tanrı olduğu vahyolunuyor.

say, ‘i am just a warner, and there is no god except allah, the one, the all-paramount,
de ki, "ben sadece bir uyarıcıyım. tek ve egemen olan allah'tan başka bir tanrı yoktur."

he said: "i am just a message-bearer of your lord, i have come to grant you a most pure boy."
(melek:) "ben, sana tertemiz bir erkek çocuğu vermek için görevlendirilmiş rabbinin bir elçisiyim," dedi.

so we, the millennials -- i am just a millennial -- are like foot soldiers, moving us from a culture of "me" to a culture of "we."
yani biz, bin yıllıklar - ben bir bin yıllığım - piyade erleri gibiyiz, bizi ben kültüründen alıp biz kültürüne taşıyan.