검색어: anarchy (영어 - 터키어)

it was anarchy.
tam bir anarşiydi.

anarchy can happen during wartime.
savaş sırasında anarşi olabilir.

their country is threatened by anarchy.
Ülkeleri anarşi ile tehdit edilmektedir.

the first thing to remember is that play is not anarchy.
İlki, oyunun kargaşa olmadığını unutmamak.

this would be a step back towards anarchy and organised crime.
bu, anarşi ve organize suça doğru atılmış bir geri adım olur.

unless you do the same there will be discord in the land and anarchy.
birbirinize yardım etmezseniz yeryüzünde bir fitne belirir, büyük bir bozgun meydana gelir.

while the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
İç savaş gittiğinde, ülke bir terör devletinin içindeydi.

only a powerful authority can keep at bay the permanent and always looming threat of anarchy.
kalıcı ve sürekli olası anarşi tehditini savurmayı sadece güçlü bir otorite yapabilir.

in 2012 he landed the recurring role of august marks in the fifth season of "sons of anarchy".
2012'de, "sons of anarchy"'nin beşinci sezonunda august marks yenilenen rolünde yer aldı.

rather than flee and attempt a counter-attack, otho decided to put an end to the anarchy and committed suicide.
kaçmak ya da karşı-atak denemek yerine, otho anarşiye bir son vermeye karar verdiği sırada bir suikaste kurban gitti.

they argued turkey was in a state of anarchy and chaos before the coup, as everyday people were being killed in politically inspired street violence.
eski liderler, darbeden önce türkiye'nin bir anarşi ve kaos ortamında olduğunu ve siyasi kaynaklı sokak gösterilerinde her gün birilerinin öldürüldüğünü savundular.

and then god looked to the future and realized that, in fact, if the world were just filled with compassion, there would be anarchy and chaos.
yine baktı geleceğe ve bu sefer de eğer dünya şefkatle dolarsa anarşi ve kaos olacağını anladı.

the freedom that was won in 1990 brought about a state of anarchy in the city, while the barbarism of the '90s brought about a loss of hope for the city.
1990'da kazanılan özgürlük şehre bir anarşi hali getirmişti, bu 90'ların barbarlığı da şehirde umudun kaybolmasına neden olmuştu.

while acknowledging that many armenians perished during the waning days of the ottoman empire, turkish leaders insist the tragedy was due to an overall state of anarchy and violence, which also claimed turkish lives.
türk liderler osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş günlerinde çok sayıda ermeni'nin ortadan kalktığını kabul etmekle birlikte, söz konusu trajedinin türklerin de hayatlarını kaybettikleri genel anarşi ve şiddet durumundan kaynaklandığı konusunda ısrar ediyorlar.

"the elections are nearing, so any other solution at the moment would result in anarchy, chaos and massive expense," said batic.
batiç, "seçimler yaklaşıyor, bu yüzden de şu anda herhangi başka bir çözüm anarşi, kaos ve ev masafa yol açar." dedi.

some rectors have also warned that lifting the yok's authority in the selection of university rectors would create anarchy in the universities, while others complain that the new law would give prime minister recep tayyip erdogan an opportunity to select the rectors of nearly 30 universities.
bazı rektörler ayrıca yÖk'ün üniversite rektörlerinin seçimindeki yetkisinin kaldırılmasının üniversitelerde anarşiye yol açacağı uyarısında bulunurken, bazıları da yeni yasanın başbakan recep tayyip erdoğan'a yaklaşık 30 üniversitenin rektörlerini seçme fırsatı tanıyacağından şikayetçi.

in most countries, the majority of public goods are supplied by the state, that is, by national, provincial or local government. at the global level, however, we lack adequate institutions of global governance with the authority and enforcement power to provide public goods. instead we have anarchy and consequently weak incentives to supply public goods and strong incentives to ‘free ride’ and renege on international agreements. what is needed is institutional innovation that combines juris
Çoğu ülkede, kamu mallarının çoğunluğu devlet tarafından, yani ulusal, il veya yerel yönetim tarafından sağlanır. ancak küresel düzeyde, kamu mallarını sağlamak için yetki ve yaptırım gücüne sahip yeterli küresel yönetişim kurumlarından yoksunuz. bunun yerine anarşiye ve dolayısıyla kamu mallarını tedarik etmek için zayıf teşviklere ve 'serbest sürüşe' ve uluslararası anlaşmalardan vazgeçmeye yönelik güçlü teşviklere sahibiz. İhtiyaç duyulan şey, hukuk kurallarını birleştiren kurumsal yeniliktir.