검색어: as a matter of fact, i think he (영어 - 터키어)

as a matter of fact, i think he's a nice guy.
aslında, ben onun iyi bir adam olduğunu düşünüyorum.

as a matter of fact, i did it.
aslında, onu yaptım.

as a matter of fact, i do speak spanish.
aslına bakarsanız İspanyolca konuşuyorum.

as a matter of fact, it is true.
İşin aslın bakarsan, o doğrudur.

as a matter of fact, i know nothing about it.
aslına bakarsan, ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.

as a matter of fact ethologists know this.
aslında etolojistler bunu bilir.

as a matter of fact, i'd even film in parliament."
milletvekilliğine aday olma planlarını duyuran k., "kasetse kaset, herşeyim ortada.

as a matter of fact, he's going to the states.
nitekim, o amerika birleşik devletlerine gidiyor.

as a matter of fact, his lecture was boring.
doğruyu söylemek gerekirse, onun dersi sıkıcı.

tom is not a lazy boy. as a matter of fact, he works hard.
tom tembel bir çocuk değildir, İşin aslına bakarsanız, o çok çalışır.

as a matter of fact, lucy and i have a little joke about this.
aslında lucy ile aramızda bu konuda ufak bir fıkra var.

as a matter of fact, i think a lot of my design ideas come from mistakes and tricks of the eye.
aslında, bir çok dizayn fikrim bir takım yanlışlıklar ve göz yanılmalarından kaynaklanıyor sanırım.

as a matter of fact, there's one right there.
hatta ve hatta, işte şurada bir tane var.

as a matter of duty we save the believers.
evet, inananları kurtarmak bizim değişmez bir yasamızdır.

i think he is angry.
sanırım o öfkeli.

i think he won't come.
onun gelmeyeceğini düşünüyorum.

and i think he was right.
haklı olduğunu düşünüyorum.

"this is a matter of process.
labus bu konuda şunları söyledi: "bu bir süreç meselesi.

i think he's mr. brown.
sanırım o bay brown'dur.

it's not a matter of calculation.
bu hesaplanacak bir şey değil.