검색어: bloom (영어 - 터키어)

bloom
bloom

winx bloom
gizli kurye

flowers bloom.
Çiçekler açar.

orlando bloom d
kangru dövüşü

tulips will bloom soon.
laleler yakında çiçek açacaklar.

the roses are in bloom.
güller açıyor.

the roses are in full bloom.
güller çiçeklerle dolu.

many plants bloom in the spring.
birçok bitki ilkbaharda çiçek açar.

paul bloom: the origins of pleasure
haz almanın kökenleri

choose to bloom with all your flaws
اختيار لتزهر مع كل ما تبذلونه من العيوب

different flowers bloom in each season.
her mevsimde farklı çiçekler çiçek açar.

1996 isbn 0-8133-2667-2* bloom, john.
1996 isbn 0-8133-2667-2* bloom, john.

cherry trees are now in bloom in washington.
washington'da şimdi kiraz ağaçları çiçek açtı.

all the cherry trees in the park are in full bloom.
parktaki tüm kiraz ağaçları tamamen çiçek açmış.

in dance scenes, bloom is doubled by melissa hayden.
filmde claire bloom'un dans sahnelerini onun yerine melissa hayden oynamıştır.

sometimes you have a toxic bloom; sometimes you don't.
bazen toksik bir patlama olur bazen olmaz.

some flowers bloom in the spring and other flowers bloom in the fall.
bazı çiçekler baharda, bazıları sonbaharda açarlar.

bio-dome is a 1996 american stoner comedy film directed by jason bloom.
bio-dome, yönetmenliğini jason bloom'un üstlendiği 1996 yapımı bir abd komedi filmi.

he had this wonderful trick where a rosebush would bloom right in front of your eyes.
Çok güzel bir numarası vardır bir gül ağacı çiçek açar gözlerinizin önünde.

it's the time, after all, when things grow and bloom -- a perfect analogy.
ne olsa herşeyin büyüyüp çiçek açtığı bir zaman.