검색어: candle (영어 - 터키어)

candle
mum

candle light
uçuş

hold the candle.
mumu tut.

i lit the candle.
mumu yaktım.

blessed your candle on
kadir gecemizmübarek olsun

cecil lit a candle.
cecil bir mum yaktı.

may your candle be blessed
berat kandilin mübarek olsun sevgilim

please light a candle.
lütfen bir mum yakın.

he lit a candle in the dark.
o, karanlıkta bir mum yaktı.

this is called the candle problem.
buna mum problemi denir.

he was burning the candle at both ends.
o, gece gündüz çalışıyordu.

tom lit the candle and then blew out the match.
tom kandili yaktı ve kibriti söndürdü.

the moment the wind blew in, the candle went out.
rüzgar estiği an mum sönüverdi.

the candle went out instead of having been put out.
mum kendiliğinden söndü.

you render it down. you make a candle, etc. etc.
yağı damıtır ve bir mum yaparsınız, vb.

my cooking cannot hold a candle to mother's.
benim aşçılığım anneninkinin yerini tutamaz.

the candle's flame is flickering in the soft breeze.
mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.

a candle douter is an instrument used to extinguish burning candles.
mum makası, yanan mumları söndürmede kullanılan bir alettir.

then, he burned a candle in the remaining air until it went out.
sonra geri kalan havanın içinde sönene kadar bir mum yaktı.

as he who lights his candle at mine receives light without darkening me.
mumunu benim mumumdan yakan biri olarak, beni karanlıkta bırakmadan alır ışığını.