검색어: captivity (영어 - 터키어)

captivity
tutsaklık

he was held in captivity.
o, esaret altında tutuldu.

it is sometimes kept in captivity.
bazen küçük kurbağaları da yerler.

every soul will be in captivity for its deeds
ashab-ı yeminden, hesap defterini sağ tarafından alan cennetlikler dışında herkes, yaptığı işlerin rehini ve esîri olacaktır.

on 9 may 1947, tolsdorff was released from american captivity.
tolsdorff 9 mayıs 1947'de, abd tutsaklığından sonra serbest bırakıldı.

turn again our captivity, o lord, as the streams in the south.
negevde suya kavuşan vadiler gibi.

when the lord turned again the captivity of zion, we were like them that dream.
rüya gibi geldi bize. siyonu eski gönencine kavuşturunca››.

elk live 20 years or more in captivity but average 10 to 13 years in the wild.
esaret altındaki bireyler 20 yıldan fazla yaşasa da ortalama yaşam süreleri 10 - 13 yıldır.

budgerigars in their natural habitat in australia are noticeably smaller than those in captivity.
avustralya'da doğal ortamlarında yaşayan muhabbet kuşları, evcil olanlarına göre daha küçüktür.

and afterward i will bring again the captivity of the children of ammon, saith the lord.
eski gönencine kavuşturacağım›› diyor rab.

and jehozadak went into captivity, when the lord carried away judah and jerusalem by the hand of nebuchadnezzar.
rab nebukadnessar aracılığıyla yahuda ve yeruşalim halkını sürdüğünde yehosadak da sürgüne gitmişti.

==later life==after his release from american captivity, raus lived in bad gastein.
amerikan esaretinden serbest bırakıldıktan sonra raus, bad gastein'da yaşadı.

the largest crocodile in captivity, known locally as lolong, was captured in the southern island of mindanao.
Ülkede yerel olarak lolong adı ile bilinen timsah, bugüne kadar dünya üzerinde yakalanan en büyük timsah olarak kayıtlara geçmiştir.

as a result, the royal court, the priests, the prophets and scribes were taken into captivity in babylon.
sonuç olarak, kraliyet ailesi, rahipler, peygamberler ve yazmanlar babil sürgünü'ne gönderildiler.

and i will cause the captivity of judah and the captivity of israel to return, and will build them, as at the first.
yahudayı ve İsraili eski gönencine kavuşturacak, önceden olduğu gibi bina edeceğim.

a few weeks later kęstutis dies in captivity and jogaila transferred the castles to his brother skirgaila, who became a governor of lithuania proper.
a few weeks later kęstutis dies in captivity and jogaila transferred the castles to his brother skirgaila, who became a governor of lithuania proper.

knut (; 5 december 2006 – 19 march 2011) was a polar bear born in captivity at the berlin zoological garden.
knut () (5 aralık 2006 - 19 mart 2011), berlin hayvanat bahçesinde doğan kutup ayısı.

say, i am your sign: like as i have done, so shall it be done unto them: they shall remove and go into captivity.
ben sizin için bir uyarıyım› de. sana yaptığımın tıpkısı onlara da yapılacak. tutsak olarak sürgüne gidecekler.

in 1927 he published a book he had written in captivity in malta about his experiences before and during the war (there is an english translation).
1927 yılında savaş sırasında ve öncesinde kendi deneyimleri hakkında malta'da tutsak kaldığı yıllara ait yazdığı bir kitabını yayınladı.

hear, o our god; for we are despised: and turn their reproach upon their own head, and give them for a prey in the land of captivity:
o zaman şöyle dua ettim: ‹‹ey tanrımız, bize kulak ver! hor görüyorlar bizi. onların aşağılamalarını kendi başlarına döndür. sürüldükleri ülkede yağmaya uğrasınlar.