검색어: establish (영어 - 터키어)

establish
kurmak

establish a safe level:
gÜvenlİ bİr sevİye belİrleyİn:

unable to establish ssh connection.
ssh bağlantısı kurulamadı.

why establish a national network?
neden bir ulusal ağ oluşturmalıdır?

bdp to establish "kurdistan parliament"
bdp "kürdistan parlamentosu" kuracak

and establish the witness for allah.
onu hiç ummadığı yerlerden rızıklandırır.

and to establish prayer, and fear him.
namazı kılın ve o'ndan korkun (diye emredilmiştir)!

let's establish some ground rules.
bazı temel kurallar belirleyelim.

i did so that they may establish prayer.
artık sen de insanlardan bir kısmını onlara meylettir.

will you establish the model in albania?
arnavutluk’ta da bu modeli uygulayacak mısınız?

to establish a national drug information system:
ulusal uyuşturucu bilgi sistemi oluşturmak için:

by oath of those who establish proper ranks.
and olsun sıralar halinde dizenlere,

"firstly, we cannot establish fictitious municipalities.
rohan, "İlk olarak, hayali belediyeler kuramayız.

i have been commanded to establish justice among you.
aranızda adaleti sağlamakla emrolundum.

kosovo, macedonia settle border issue, establish ties
kosova ve makedonya sınır sorununu çözdü, ilişkiler kurdu

macedonian government to establish agency handling property confiscations
makedon hükümeti mal hacizlerini yönetecek daire kuracak

european laws or framework laws shall establish measures to:
söz konusu faaliyetler, nedenleri, yayılmalarıveönlenmeleri üzerine araştırmaların yanısıra, sağlık bilgileri ve eğitimin teşvik edilmesiyoluyla, tüm temel sağlık felaketlerine karşısavaşım verilmesini kapsar.

diplomatic diary: montenegro, kosovo to establish diplomatic ties
diplomasi günlüğü: karadağ ve kosova arasında diplomatik ilişkiler kurulacak

but when you become secure, re-establish [regular] prayer.
artık 'güvenliğe kavuşursanız' namazı dosdoğru kılın.