검색어: foundered (영어 - 터키어)

attempts to find a suitable buyer for zastava have foundered.
zastava'ya uygun bir alıcı bulunmaya çalışılıyor.

however, the idea appears to have foundered for the time being.
ancak bu plan şimdilik suya düşmüş görünüyor.

since then, un efforts to reunify the island's north and south have foundered.
o tarihten beri bm, adanın kuzey ve güney kesimlerini tekrar birleştirmeye çabalıyor.

once a major exporter, the industry foundered following slobodan milosevics rise and the subsequent period of conflicts and international sanctions.
bir zamanlar büyük bir ihracatçı olan sektörün temelleri, slobodan miloseviç'in yükselişi ve bunu izleyen ihtilaflar ve uluslararası yaptırımlar döneminde atıldı.

a bid five years ago foundered, even though the then-ruling left-wing coalition had the votes to elect him.
beş yıl önceki bir girişim, zamanın iktidardaki sol koalisyonu kendisini seçecek oya sahip olmasına rağmen başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

once a major exporter, the industry foundered following slobodan milosevic’s rise and the subsequent period of conflicts and international sanctions.
bir zamanlar büyük bir ihracatçı olan sektörün temelleri, slobodan miloseviç'in yükselişi ve bunu izleyen ihtilaflar ve uluslararası yaptırımlar döneminde atıldı.

environmental degradation and air pollution have become increasingly common issues across the balkans, but efforts to address them have often foundered because of national barriers and bureaucratic red tape.
Çevresel bozulma ve hava kirliliği balkanlar'da giderek büyüyen ortak sorunlar haline gelmesine karşın, bunları çözme çabaları sık sık ulusal engellere ve bürokrasiye takılıyor.

a draft energy co-operation deal with russia foundered on thursday (april 3rd), as pro-western ministers in serbia's outgoing coalition cabinet blocked its approval.
rusya ile yapılacak bir enerji işbirliği anlaşması taslağı, sırbistan'ın giden koalisyon kabinesindeki batı yanlısı bakanların onayını engellemeleri üzerine 3 nisan perşembe günü suya düştü.