검색어: good name (영어 - 터키어)

good morning. my name is david rose.
günaydın. benim adım david rose.

and left for them a good name in posterity.
o ikisinin tarihini sonrakiler için koruduk.

and left for him a good name in posterity:
geriden gelecekler arasında ona (iyi birnam) bıraktık:

and left for him a good name among posterity:
hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.

and preserved for them a good name among posterity.
o ikisinin tarihini sonrakiler için koruduk.

and we established for him a good name among posterity.
hem de sonradan gelenler içinde güzel bir namını bıraktık.

i'm not good with names.
İsimlerle aram iyi değildir.

all the good names belong to him."
en güzel isimler o'nundur.

a good name is rather to be chosen than great riches, and loving favour rather than silver and gold.
saygınlık gümüş ve altından yeğdir.

a good name is better than precious ointment; and the day of death than the day of one's birth.
Ölüm günü doğum gününden iyidir.

"i had already won myself a good name in the profession, so that i've never had to beg for work.
aladjem, "meslekte zaten kendime iyi bir isim yapmıştım, bu yüzden de asla iş için çok çabalamak zorunda kalmadım.

"we want a good name for our country," said romanian lawmaker varujan pambuccian, one of the authors of the new law.
yeni yasanın yaratıcılarından biri olan rumen milletvekili varujan pambuçyan "Ülkemiz için iyi bir isim istiyoruz," diyerek şöyle devam etti: "yasaları gerçek hayattan sanal dünyaya uyarladık.

(muhammad), tell them, "it is all the same whether you call him god or the beneficent. all the good names belong to him."
de ki: "allah, diye çağırın, 'rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler o'nundur."