검색어: jumbled (영어 - 터키어)

jumbled boxes
İç İçe geçmiş kutular

they answered: jumbled dreams!
"karmakarışık rüyalardır bunlar.

where am i indigenous to? nowhere really. my genes are all jumbled up.
ben nereye bağlıyım? gerçekte hiçbir yere. genlerim karışmış.

they answered: jumbled dreams! and we are not knowing in the interpretation of dreams.
etrafındakiler: "bir takım karışık rüyalar; biz böyle rüyaların yorumunu bilmeyiz" dediler.

more than 150 factories are haphazardly jumbled among a population of 45,000, including dirty, heavy industries such as scrap metal resmelting and paint and petrochemical manufacturing.
hurda metal tasfiyesi ve boya ve petrokimyasal üretimi gibi kirli ve ağır sanayiler de dahil olmak üzere, 150'den fazla fabrika 45 bin kişilik nüfusun üzerine çullanmış durumda.

and what we found was -- we jumbled up the photographs so they couldn't recognize the before and after -- what we found was that the patients were regarded as being more attractive after the surgery.
ve bulduğumuz şu idi-- fotoğrafları karıştırdık ki, öncesi ve sonrasını ayırt edemesinler -- bulduğumuz şu idi, hastalar amelyattan sonra daha çekici kabul ediliyorlardı.