검색어: lever;lever (영어 - 터키어)

lever
kaldıraç

select lever
vites kolu

lighting control lever
far kolu

i'll tell you how big the lever is: the lever is that big.
avantajın ne kadar büyük olduğunu söyleyeyim: İşte bu kadar.

and he showed her the lever.
ve o da kolu gösteriyor.

kot-17 throttle lever clamp
kot-17 gaz kolu kelepÇesİ

kot-17 throttle lever clamp_ironed
kot-17 gaz kolu kelepÇesİ_ÜtÜlenen

turnstiles capacity (with lever) (emergency)
turnike kapasitesi (kollu) (acil durum)

each sleeper will be shifted by wooden lever to the mark.
her bir travers, işarete ait ahşap kol ile değiştirilecektir.

the messenger shall be fixed in the groove with a grip lever.
taşıyıcı kablo, tutma kolu ile olukta sabitlenecektir.

he reached down. he pulled a lever. and the chair sank down.
aşağı uzanıyor, bir kolu kaldırıyor ve sandalye aşağı iniyor.

we started with a motor with a little lever, a little force transfuser.
bir motor, ufak bir kaldıraç ve güç nakledici ile başladık.

we create robotic workers that we treat like assets, to lever and just throw away.
mal varlığımız gibi davrandığımız robotik işçiler üretiyor, sonra da kaldırıp atıyoruz.

" (1991) by maurice lever*"the philosophy of the marquis de sade.
(1991) by maurice lever* the philosophy of the marquis de sade.

unilever was founded in 1929 by the merger of the dutch margarine producer margarine unie and the british soapmaker lever brothers.
unilever, 1930 yılında hollandalı margarin üreticisimargarine unie ile İngiliz sabun üreticisi lever brothers'ın birleşmesiyle oluştu.

item 4.10.17, “static paint shall be used in the spiral lever material.”
4.10.17 maddesi, "statik boyama, spiral kol malzemesinde kullanılacaktır."

an operating lever eye shall be provided at the top of the carrier to facilitate a downward pull by the operating rod to release the latch incorporated in the stationary upper contact
İşletim kolu halkası, sabit üst temas noktasında yer alan mandalı serbest bırakmak üzere çalıştırma çubuğu ile aşağı doğru çekme hareketini kolaylaştırmak amacıyla taşıyıcının üst tarafında yer alacaktır.

guests at their salon included sheridan le fanu, charles lever, george petrie, isaac butt, william rowan hamilton and samuel ferguson.
jane wilde burada cumartesi akşamları sheridan le fanu, samuel lever, george petrie, isaac butt ve samuel ferguson gibi isimleri davet ettiği partiler düzenlerdi.

and now we're in this new model of leadership, where the way we make change is not by using money or power to lever a system, but by leading.
ve şimdi bu yeni bir liderlik modeline ulaştık. bu noktada parayla veya sistemi etkileyeck güçleri kullanarak değil, liderlik ederek değişimi sağlıyoruz.

levers
kaldıraç