검색어: plenty (영어 - 터키어)

bay of plenty
bay of plentynew- zealand. kgm

we have plenty.
Çok miktarda sahibiz.

it's plenty.
bolluktur,

we've got plenty.
Çok şeye sahibiz.

and fruit in plenty
pek çok mevya arasında;

and plenty of fruits.
birçok meyveler arasındadırlar.

i've got plenty more.
Çok daha fazlasına sahibim.

give yourself plenty of time.
kendinize bol zaman ayırın.

i've got plenty of time.
Çok zamanım var.

give him plenty of work to do.
ona yapacak çok iş ver.

you've had plenty of chances.
Çok fırsatın vardı.

i have plenty of money with me.
yanımda çok param var.

consume plenty of onion and garlic
bol bol soğan, sarımsak tüketin

there are plenty more in the shops.
dükkanlarda daha bir sürü mevcut.

i think we still have plenty of time.
sanırım hâlâ çok zamanımız var.

greek businesses see plenty to like about macedonia
yunan firmalarına makedonya'da iş olanakları

there were plenty of role models all around us.
Çevremizde bol miktarda rol modeli olan kimseler vardı.

so, there's plenty of non-zero-sumness.
böylece bir sürü sıfırsız toplamlar var.

fire extinguishers water mist (spray) plenty of water.
yangın söndürücüler su sisi(spreyi) bol su.