검색어: protectionist (영어 - 터키어)

protectionist
korumacılık

before the war, america had been highly protectionist.
savaştan önce, amerika içine kapalı bir ülkeydi.

protectionist measures in various countries complicate the situation further.
pek çok ülkede uygulanan korumacı önlemler ise durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

economic stagnation in the eu fuels protectionist tendencies, impeding a successful outcome to the doha trade round.
ab'deki ekonomik durgunluk, korumacı eğilimleri korukluyor ve doha ticaret surecinden başarılı sonuç alınmasını engelliyor.

viewing the move as directed specifically at the russian monopoly gazprom, moscow has described the proposed measures as protectionist and unfair.
bu hareketi özellikle rus tekeli gazprom'a yönelik olarak yorumlayan moskova, önerilen tedbirleri korumacı ve adaletsiz olarak nitelendirdi.

when the doha trade round was initiated, many hailed it as a means not only to arrest rising protectionist tendencies, but also to redress a major imbalance in world trade.
doha ticaret süreci başlatıldığında, pek çok çevre süreci, yalnızca yükselen korumacı eğilimlerin önüne geçmek için değil, aynı zamanda dünya ticaretindeki mevcut dengesizliği düzeltmek için de uygun bir araç olarak sevinçle karşılamıştı.

the irony is that protectionist strategies increase the chances for the union to see its deepening stalled; it favours centrifugal forces and the likelihood of sharpened divisions over all kind of basic policy issues.
İronik olan nokta ise korumacı stratejilerin, birliğin, gitgide derinleşen durgunluğunun farkına varması olasılığını artırması. merkezkaç kuvvetlerini ve her tür temel siyasi meselede keskin ayrılıklar yaşanması ihtimalini körüklüyor.

the national front (front national () or fn) is an economically protectionist, socially conservative, and nationalist political party in france.
ulusal cephe (fransızca: "front national", fn) fransa'da milliyetçi bir siyasi partidir.

solving this problem should definitely not [entail] protectionist measures because they are mostly short-term in nature and do not produce results," musa said
bu sorunun çözülmesinde korumacı tedbirlere kesinlikle başvurulmamalı, bunlar genellikle kısa vadeli olur ve sonuç vermez." dedi.

=== dispute with fiat ===in the early 1980s, extensive discussions concerning funding and control took place between seat's major shareholder, the spanish government, and fiat; seat needed major capital investment, which fiat was not prepared to contribute, partially due to the oil crisis of the 1970s and in also due to the uncertainty for fiat's interests following the end of a protectionist policy against gm in spain.
===fiat ile anlaşmazlık===1980'lerin başlarında, seat'ın en büyük paydaşı İspanyol hükümeti ile fiat arasında fon bulma ve kontrol hususları üzerine kapsamlı görüşmeler gerçekleştirildi; seat, büyük bir sermaye yatırımına ihtiyaç duyuyordu ve fiat, kısmen 1970'lerdeki petrol krizi ve İspanya'da gm'nin muhafazakar politikasının sona ermesinden sonra menfaatleri konusundaki şüpheleri nedeniyle bu doğrultuda bir katkıda bulunmaya hazır değildi.