검색어: selective (영어 - 터키어)

selective prevention
seçici önleme

frequency selective fading
seçici sönümleme

selective and indicated prevention
dolayısıyla, bu programın seçici önlemede kullanılma potansiyeli bulunduğu ileri sürülmüştür.

it's the selective logic.
buna seçici mantık deniyor.

slt (selective laser trabeculoplasty)
slt (selective laser trabekuloplasti)

this way overloading can be selective.
bu modül deneyseldır.

toggle selective view on printer list
yazıcı listesindeki seçimlik görünümü aç/ kapat

# at this stage, the cues become less open and selective.
# bu aşamada ipuçları daha az etkiye açık ve seçici olur.

of course not, you can be selective. it's expected.
tabi ki de hayır, seçici olabilirsiniz. bu beklenir.

most selective prevention programmes are operated at the level of the community.
Çoğu seçici önleme programı, toplum düzeyinde yürütülmektedir.

"no, i think he’s talking about selective forestry."
hayır, bence seçici ormancılık hakkında konuşuyor.

but these were created by scientists using both selective breeding and genetic technology.
ancak bunlar bilim adamları tarafından seçici eşleştirme ve genetik teknoloji kullanılarak üretilmiştir.

unlike the other members, he was very selective in socializing and rarely gave interviews.
pek çok otorite bunu, o ve diger slayer üyelerinin nazi olduğunu ıspat olarak alıyordu.

biologists often refer to such factors as selective pressures, also known as evolutionary pressures.
biyologlar bu tür faktörlere genelde seçici baskılar olarak değinirler.

what it's all about is the selective representations of things that are important to the brain.
bunların tümü beyin için önemli olan şeylerin seçici temsilleri ile ilgilidir.

early in the 20th century, a selective breeding program was established to develop the best qualities of these cats.
20. yüzyılın başlarında, bu kedilerin en iyi özelliklerini geliştirmek için seçici bir üreme programı kuruldu.

according to the interior ministry, under the new amendment any request to conduct wiretaps will require very selective court approval.
İçişleri bakanlığına göre, yapılan yeni değişiklikle, telefon dinleme yönündeki her türlü talep için son derece seçici bir mahkeme onayı gerekecek.

aaron filler from harvard said, "isn't it time we stopped talking about selective pressures?
harvard'dan aaron filler dedi ki: "artık evrimsel baskılardan bahsetmesek olmaz mı?

access to outpatient treatment is easier and less selective in most countries, it is appropriate to extrapolate from this group of clients to drug users as a whole.
ülkede daha kolay ve daha az seçici olduğundan, bu hasta grubundan edinilen bilgilerle bir bütün olarak uyuşturucu kullanıcılarına ilişkin saptamada bulunmak uygundur.

both selective and indicated prevention may moderate the effect of an early developmental disadvantage, its translation in to social marginalisation and subsequent progression in to substance abuse.
bu seçili konuda, belirli gruplarla ilgili risk faktörleri ve korunmasızlık profilleri hakkında derinlemesine bilgi verilirken bu gruplarda uyuşturucu kullanımı ve uyuşturucuyla bağlantılı sorunlar da araştırılmaktadır.