검색어: specialise (영어 - 터키어)

"i will specialise in nine months and my plan is to go back to kosovo.
miftiu, "dokuz ay içinde ihtisasımı tamamlayacağım ve kosova'ya geri dönmeyi planlıyorum.

the centre can handle 15 patients at a time and will specialise in kidney transplants.
bir seferinde 15 hasta kapasiteli merkez böbrek nakilleri üzerinde uzmanlaşacak.

nearly 140 from central election commissions were in attendance, as well as representatives of institutions that specialise in elections and companies that produce election infrastructure.
etkinliğe yaklaşık 140 merkez seçim komisyonunun yanı sıra seçimler üzerinde uzmanlaşmış kurumlar ve seçim altyapısı üreten firmalar katıldı.

units that specialise in treating cannabis or cocaine users have been reported from 13 countries, and specific treatment programmes for these groups in drugs agencies exist in eight countries.
13 ülkeden esrar veya kokain kullanıcılarının tedavisinde uzmanlaşmış birimler bildirilmiş olup sekiz ülkedeki uyuşturucu kurumlarında bu gruplar için özel tedavi programları bulunmaktadır.

"our aim is to create a modern agency, and our new employment policy is to have educated, young people who will specialise in certain areas of our interest," said the bia source.
"amacımız çağdaş bir teşkilat meydana getirmek.

"but these topics resurface soon before the ec report is due to be released," concluded blajan, who specialises in covering eu affairs.
uzmanlık alanı ab ile ilgili haberler hazırlamak olan blajan, "fakat bu başlıklar ak raporunun yayınlanmasına az bir zaman kala gündeme geliyor."