검색어: worst (영어 - 터키어)

worst:
en kötü:

worst talk ever!"
en kötü konuşma!"

the worst is over.
en kötüsü bitti.

the worst, in 45.
en kötüsü 45 dakikada.

that's the worst.
bu en kötüsü.

i feared the worst.
en kötüsünden korktum.

go for it! the worst.
buyrun! en kötü olanı.

the worst tours flyer
en kötü turların el ilanları

this is the worst of all.
bu hepsinin en kötüsüdür.

and that is the worst disgrace.
bu büyük bir aşağılanmadır.

i'm my own worst enemy
en büyük düşmanım benim

"but we brace for the worst.
"ama en kötüsüne hazırlanıyoruz.

thumbnail quality 0 - worst, 100 - best
küçükgörünüm kalite 0 - çok kötü, 100 - iyi

"the worst harm comes from themselves.
"en büyük zarar kadınların kendisinden geliyor.

probably the worst advice i ever got.
muhtemelen hayatımda aldığım en berbat tavsiye.

thank god, the worst is behind us.
allah'a şükür en kötüsünü atlattık.

but what was worst was the english landscape ...
yazar, elestirmen ve temelde egitmendi.

icg says bih facing worst post-war crisis
icg'ye göre bh savaş sonrasındaki en kötü krizle karşı karşıya

it was the worst winds i've ever seen.
hayatımda gördüğüm en korkunç rüzgardı.

pace names worst performers in implementing echr judgments
pace, aİhm'nin şartlarını uygulamada en kötü ülkeleri açıkladı