검색어: rocking (인도네시아어 - 터키어)

terus rocking
müziğe devam.

- rocking gundukan itu!
bu yıl harika oynuyor.

he shall be rocking ln my show
benim şovumda rock yapacak dur.

but y'all be rocking when l'm done
ama işim bittiğinde hepiniz rock yapıyor olacaksınız

grup idola id entertainment, ketua rocking j.i.
- j.i., idol grubu rocking'in üyesi.

* sementara anak-anak lain rocking round clock *
#diğer çocuklar bütün gün sallanırken

* dan rocking crocodile adalah sesuatu tidak terlihat *
#ve zaten timsah dansı gözlerden uzak yapılan bir şey.

remember when the stage caved in when you were rocking out?
# yaparken müziğinizi yıkmıştınız ya sahnenizi

uang yang bisa dihasilkan grup rocking setiap tahunnya lebih dari 80 miliar won.
rocking her yıl 80 milyar wondan fazla kâr getiriyor. yani...

you are now rocking with the best, hard-working, revolution sure-shot.
Şu anda, en iyisi ile, en sıkısı ile dans ediyorsunuz.

* yah crocodile rocking adalah sesuatu yang mengejutkan bila kaki anda tidak bisa diam *
#ayaklarına hakim olamadğını gördüğünde timsah dansı gerçekten şaşırtıcı bir şey.

karena, dalam pengalaman saya, rocking uang dari bajingan yang seperti menghapus darah dari batu.
tecrübelerime göre, bu serseriden para almak taştan kan çıkarmak kadar zordur.

kau tahu grup beranggotakan 5 orang bernama rocking adalah milik perusahaan kita, 'kan?
Şirketimizin beş üyeli idol grubu rocking'i biliyorsun, değil mi?

dan saya ingin memastikan bahwa kami memberi mereka besar texarkana welcome. penumpang baru pada sun rocking railway johnny cash dan tennessee dua.
sıkı bir teksarkana alkışıyla sun rocking treninin yeni yolcularını karşılayalım johnny cash ve tennessee İkilisi.

tolong jangan mengatakan hal-hal seperti itu. aku tahu kau mengatur rocking bahwa mike mendapat kyle. -please...
mike'ın kyle ile karşılaşması için çekilişle oynadığını biliyorum.