검색어: kormilo (크로아티아어 - 터키어)

boc je na ovaj ili onaj način držao kormilo od prosinca 2008.
boc aralık 2008'den bu yana şu veya bu şekilde iktidarda bulunuyor.

civilna uprava također je preuzela kormilo glede projekata obnove.
daire, yeniden inşa projelerinde de dizginleri eline aldı.

bivši ministar obrane jovan manasievski nakon toga je preuzeo kormilo.
penov’un istifasından sonra parti yönetimini eski savunma bakanı jovan manasievski devraldı.

potpredsjednik pdl kazao je kako želi pustiti mlađe političare da preuzmu kormilo.
pdl genel başkan yardımcısı stolojan, genç siyasilerin dümene geçmesini istediğini söyledi.

nova koalicija priprema se preuzeti kormilo u parlamentu. [arhivski snimak]
yeni koalisyon parlamentoda dizginleri ele almaya hazırlanıyor. [arşiv]

bila sam vrlo ponosna na hoxhu i nadam se kako će jednog dana žena preuzeti kormilo makedonije.
hoca’yla gurur duydum; umarım günün birinde makedonya’nın başına bir kadın geçer.

dok su grci zabrinuti hoće li dobiti nove međunarodne kredite, čelnici se spore oko toga tko će preuzeti kormilo.
yunanlılar yeni uluslararası kredileri alıp alamayacağını merak ederken, liderler dizginlerin kimde olacağı konusunda çekişiyor.

premijer hashim thaci preuzet će, kako se očekuje, kormilo nove vlade. [reuters]
başbakan haşim taci'nin yeni hükümetin başına geçmesi bekleniyor. [reuters]

gjergj bojaxhi preuzeo je u ožujku kormilo kesh-a. [denis vogli/lsa]
gjergj bojaxhi, mart ayında kesh yönetimini devraldı. [denis vogli/lsa]

uspostavio je i ministarstvo zaštite okoliša, energetike i klimatskih promjena, za čije je kormilo postavio mladu djelatnicu na zaštiti okoliša tinu birbili.
papandreu bir Çevre, enerji ve İklim değişimi bakanlığı da kurarak başına genç çevreci tina birbili'yi atadı.

pakt o stabilnosti jugoistočne europe održao je svoj posljednji sastanak u srijedu sofiji, prepuštajući kormilo organizaciji koja ga nasljeđuje, vijeću regionalne suradnje.
güneydoğu avrupa İstikrar paktı son toplantısını Çarşamba günü sofya'da yaparak bayrağı halefi olan bölgesel İşbirliği konseyi'ne devretti.

pavle je na kormilo crkve došao 1990., u vrijeme kad je njegova moć umanjena nakon dugotrajne vladavine komunista, a ratovi na području bivše jugoslavije bili su u začecima.
pavle kilisenin başına 1990 yılında, uzun bir komünist dönem boyunca kilisenin gücünün azaldığı ve eski yugoslavya'daki savaşların henüz başladığı bir dönemde geldi.

"kao predsjednik dovest ću do božića na kormilo zemlje tim najiskrenijih i najkompetentnijih ljudi iz i izvan redova parlamentarne većine", kazao je.
geoana, "cumhurbaşkanı olarak, noel'den önce parlamento çoğunluğunun içinden ve dışından en dürüst ve yetkin insanlardan oluşan bir ekibi ülke yönetiminin başına getireceğim." şeklinde konuştu.

Čelnik pasok-a george papandreou mogao bi izgubiti kormilo stranke koju je utemeljio njegov otac sedamdesetih godina. [getty images]
pasok genel başkanı yorgo papandreu, babasının 1970'lerde kurduğu partinin yönetimini kaybedebilir. [getty images]

prošlo je skoro deset godina od kada je stranka pravde i razvitka (akp) preuzela kormilo vlasti u turskoj, i masum turker bi volio vidjeti promjene.
adalet ve kalkınma partisi'nin (akp) türkiye'de iktidarın dizginlerini ele geçirmesinin üzerinden on yıla yakın zaman geçti ve masum türker artık bunun değişmesini istiyor.

ivo josipović - 52-godišnji profesor prava - premoćno je pobjedio u drugom krugu predsjedničkih izbora 10. siječnja, te će preuzeti kormilo kao treći predsjednik države.
10 ocak’taki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ezici bir galibiyet kazanan 52 yaşındaki hukuk profesörü İvo josipoviç, ülkenin üçüncü cumhurbaşkanı olacak.

kombinacija recesije i visoke inflacije - gotovo 20 posto neposredno prije dolaska paula volckera za kormilo saveznih rezervi - zbunjivala je brojne makroekonomiste; bilo im je prilično teško prihvatiti da izražena neiskorištenost resursa može kohabitirati s bitno povećanom stopom inflacije.
ekonomik durgunluk ile aynı anda yaşanan yüksek enflasyon (paul volcker'in amerikan merkez bankası yönetimine getirilmesinden hemen önce yüzde 20'ye yakındı), pek çok makroekonomisti şaşkına çeviriyordu. kaynakların çok az kullanıldığı bir dönemde enflasyonun nasıl böyle hızla yükseldiğini anlamakta güçlük çekiyorlardı.