검색어: yabancı (터키어 - 라트비아어)

İstilacı yabancı tür sorunu kaybolmamaktadır.
invazīvu svešzemju sugu problēma nekur nepazudīs.

yunanca 'yabancı' anlamında 'xenos'
grieķu valodā 'xenos' nozīmē 'svešinieks'

yabancı işlemler tarafında değiştirilen dosyalarda uyar
brīdināt par failiem, ko mainījis cits process

truecrypt yabancı bir birim için parolayı değiştiremiyor.
truecrypt nevar mainīt paroli svešas izcelsmes apgabalam.

avrupa irkçılık ve yabancı düşmanlığını İzleme merkezi
eiropas rasisma un ksenofobijas uzraudzības centrs

yabancı türler avrupa’nın tüm ekosistemlerinde bulunmaktadır.
svešzemju sugas ir visdažādākās.

İstilacı yabancı türler, bu bağlamda bir tehdit oluşturmaktadır.
Šajā ziņā draudus var radīt arī invazīvās sugas.

ulusal düzeyde belirlenmemiş istilacı yabancı türlere yönelik çalışma
rzczba saistzbb ar agreszvbm svešzemju sugbm, kas nav minhta valstslzmenz

avrupa’da yaklaşık 10.000 yabancı tür kayda geçirilmiştir.
eiropā ir reģistrēti aptuveni 10000 svešzemju sugu.

biyolojik çeşitlilik – katil salyangozlar ve diğer yabancı türler .....................................................14
bioloģiskā daudzveidība – nāvējošie gliemji un citi ieceļotāji......................................................14 ......................................................14

bunun yanı sıra, bölgedeki istilacı yabancı türlerin sayı sı da artmaya devam etmektedir.
turklbt agreszvu svešzemju sugu skaits rerionb turpina palielinbties.

İstilacı yabancı türler genellikle yeni evlerini yüksek bir finansal maliyetle tehdit etmektedir. yabancı
invazīvas svešzemju sugas bieži vien rada lielas izmaksas valstīm, kurās tās

İstilacı yabancı türlere ilişkin bir ulusal strateji oluşturulmuştur y a da bu gibi strateji geliştirme çalışmaları sürmektedir
valsts strathrija par agreszvam sugbm ir izstrbdbta vai pašr eiz norit darbs pie šbdas strathrijas izstrbdes

eumc ırkçılık ve yabancı düşmanlığının kapsamını ve gelişmesini inceler ve nedenlerini, sonuçlarını ve etkilerini analiz eder.
eumc pēta rasisma un ksenofobijas apjomu un attīstību, kā arī analizē to iemeslus, sekas un ietekmi.

ancak, satıcım, üreticiler satışbayilerinin yabancı ülkelere satış yapmalarını yasakladığı içinyurtdışından araç satın alamayacağımı söyledi.
manā valstī esošais autotirdzniecības uzņēmums mani informēja,ka nav iespējams braucamo iegādāties ārzemēs, jo ražotājs saviempārstāvjiem aizliedzis pārdot automobiļus citās valstīs. vai tas iriespējams?

o zaman mesihsiz, İsrailde vatandaşlıktan yoksun, vaade dayanan antlaşmalara yabancı, dünyada umutsuz ve tanrısızdınız.
jo jūs tanī laikā bijāt bez kristus, šķirti no izraēļa kopības, sveši apsolījumu derībai, bez cerības un bez dieva šinī pasaulē.

ab dahilinde, life tüzüğüyle finanse edilen yönetim ve yenileme tedbirleriyle istilacı yabancı türlerle mücadeleye yönelik girişimlerde hali hazırda bulunulmaktadır.
eiropas savienībā jau tiek mēģināts invazīvas svešzemju sugas apkarot, izmantojot pārvaldības un atjaunošanas pasākumus, kuru finansējuma pamats ir life regula.

küreselleşme ve bilhassa da artan ticaret ve turizm, avrupa’ya gelen yabancı tür sayısı ve tipinde bir artışla sonuçlanmıştır.
svešzemju sugas ir sastopamas jebkurā eiropas ekosistēmā. globalizācija — īpaši tirdzniecības un tūrisma pieaugums — ir radījusi strauju eiropā ievesto svešzemju sugu skaita un veidu pieaugumu.

macaristan uyuşturucuyla mücadele stratejisi’nin uygulamasının değerlendirilmesi dışarıdan hollanda trimbos enstitüsü tarafından üstlenilmesiyle ilk kez bir ülkenin uyuşturucu stratejisi yabancı uzmanlarca değerlendiriliyordu.
ungārijas narkotiku problēmu apkarošanas stratēģijas īstenošanu ir novērtējis pieaicinātais nīderlandes trimbos institūts, un šī ir pirmā reize, kad kādas valsts narkotiku stratēģiju ir vērtējuši ārvalstu eksperti.

bütün havraları dolaşıp sık sık onları cezalandırır, inandıklarına küfretmeye zorlardım. Öylesine kudurmuştum ki, onlara zulmetmek için bulundukları yabancı kentlere bile giderdim.
visās sinagogās, daudzkārt tos sodīdams, es piespiedu zaimot un, pārāk pret tiem trakodams, vajāju tos pat svešās pilsētās.