검색어: bitmek (터키어 - 러시아어)

bitmek
кончать

bitmek zorunda olduğu zaman
Окончание

piliniz bitmek üzere, sistem kapatılıyor.
Заряд батареи подходит к концу, выполняется завершение работы.

piliniz bitmek üzere, boş ekrana geçiliyor.
Заряд батареи подходит к концу, выполняется очистка экрана.

piliniz bitmek üzere, sistem askıya alınıyor.
Заряд батареи подходит к концу, выполняется переход к спящему режиму.

piliniz bitmek üzere, sistem bekleme konumuna geçiriliyor.
Заряд батареи подходит к концу, выполняется переход к гибернации.

Şüphesiz bu, bizim verdiğimiz rızıktır. ona bitmek ve tükenmek yoktur.
Поистине, это – однозначно Наш удел, (которому) нет истощения [который не иссякнет]!

yedi günlük süre bitmek üzereydi. asya İlinden bazı yahudiler pavlusu tapınakta görünce bütün kalabalığı kışkırtarak onu yakaladılar.
Когда же семь дней оканчивались, тогда Асийские Иудеи, увидев его в храме, возмутили весь народ и наложили на него руки,

ve (daha çok) tur-i sina'da çıkan bir ağaç (türü de yarattık); o yağlı ve yiyenlere bir katık olarak bitmekte (ürün vermekte)dir.
И дерево, вырастающее на горе Синае, произращающее масло и особую снедь для вкушающих.