검색어: böyleleri (터키어 - 스페인어)

böyleleri gerçek inananlardır.
Éstos son los creyentes de verdad.

böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır.
a éstos les hemos preparado un castigo doloroso.

böyleleri apaçık bir sapıklık içindedir.
esos tales están evidentemente extraviados.

böyleleri, kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler.
no pueden esperar nada por lo que han merecido.

(böyleleri), kazandıklarından bir şey elde edemezler.
no pueden esperar nada por lo que han merecido.

kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir.
los que no se arrepienten, ésos son los impíos.

korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar...
no tiene que temer y no estará triste.

İşte böyleleri, allah'ın yol gösterdiği kimselerdir.
a éstos ha dirigido alá. ¡sigue, pues, su dirección!

böyleleri cennete girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.
Ésos entrarán en el jardín y no serán tratados injustamente en nada,

böyleleri, kabul edilemez bir söz ve boş bir lakırdı sarf ediyorlar.
dicen, ciertamente, algo reprobable y erróneo.

kim bunun ötesini isterse, işte böyleleri sınırı aşanların ta kendileridir.
mientras que quienes desean a otras mujeres, ésos son los que violan la ley-,

İşte böyleleri üzerine rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var.
ellos reciben las bendiciones y la misericordia de su señor.

doğruyu getirene ve onu tasdikleyene gelince, işte böyleleri, korunanların ta kendileridir.
quienes traen la verdad y la confirman, ésos son los temerosos de alá.

böyleleri hayır işlerinde hem kendileri cimri davranır, hem de başkalarına cimriliği öğütlerler.
a los avaros que ordenan avaricia a los hombres.

böyleleri, kendileri için allah'tan başka ne bir dost bulacaklardır ne de bir yardımcı.
no encontrarán, fuera de alá, amigo ni auxiliar.

artık bundan sonra kim yalan düzüp allah'a iftira ederse böyleleri zalimlerin ta kendileridir.
quienes, después de eso, inventen la mentira contra alá, ésos son los impíos.

İşte böyleleri, müminlerle beraber olacaktır. ve allah, müminlere yakında çok büyük bir ödül verecektir.
Éstos estarán en companía de los creyentes y alá dará a los creyentes una magnífica recompensa.

allah'a inanıp barışa/hayra yönelik bir iş yapanı allah, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. böyleleri, orada sürekli kalacaklardır.
a quien cree en alá y obra bien, Él le introducirá en jardines por cuyos bajos fluyen arroyos, en los que estarán eternamente, para siempre.

böyle küçük bir gövde yapısında böylesine bir zum yeteneği gerçekten takdir edilmesi gereken bir başarı.
es todo un logro hacer caber un zoom de este aumento en un cuerpo tan pequeño.