검색어: kadınları (터키어 - 스페인어)

dul kadınları ağlayamadı.
sus sacerdotes cayeron a espada, y sus viudas no hicieron lamentación

ey peygamber kadınları!
¡mujeres del profeta!

ben bu kadınları tanıyorum.
conozco a estas mujeres.

biz kadınları yeniden biçimlendirdik.
nosotros las hemos formado de manera especial

Şu kadınları nerede gördün?
¿dónde viste a esas mujeres?

İnkarcı kadınları sorumluluğunuzda tutmayın.
pero no retengáis a las infieles.

kadınlar da kadınları alaya almasınlar.
ni las mujeres unas de otras.

müşrik kadınları, iman etmedikçe nikâhlamayın.
no os caséis con mujeres asociadoras hasta que crean.

tom çok makyaj yapan kadınları sevmez.
a tom no le gustan las mujeres que usan demasiado maquillaje.

biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık).
nosotros las hemos formado de manera especial

kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin.
pedid lo que hayáis gastado, y que ellos también pidan lo que hayan gastado.

siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere gidiyorsunuz ha!
ciertamente, por concupiscencia, os llegáis a los hombres en lugar de llegaros a las mujeres.

"gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz.
ciertamente, por concupiscencia, os llegáis a los hombres en lugar de llegaros a las mujeres.

"kadınları bırakıp erkeklerle mi cinsel ilişki kuruyorsunuz?
¿os llegáis a los hombres, por concupiscencia, en lugar de llegaros a las mujeres?

"bu kadınları yoldan alıkoymak zor iş." diyor fisher.
"tomaría muchísimo mantener a estas mujeres alejadas de la carretera," dice fisher.

"siz gerçekten, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz?
¿os llegáis a los hombres, por concupiscencia, en lugar de llegaros a las mujeres?

kadınlar
mujeres