검색어: ustalık (터키어 - 슬로바키아어)

ustalık
obratnosť

ne ustalık!
je dobrý!

ne ustalık ama!
toľká ľahkosť!

bir ustalık söz konusu.
urobil to jeho chránenec.

ama biraz ustalık isteyebilir.
ale to môže byť rafinované.

aslında bu işte bir ustalık var.
ono si to vlastne vyžaduje istú zručnosť.

golf ustalık işidir, güç değil.
golf je hra zručnosti, nie sily.

- bir süredir ustalık kazandığım bir şey.
a stále si ho vylepšujem.

tabancadaki ustalık kasaba halkını büyülemişti.
dedinčania boli ako v tranze z bezchybnosti zbrane.

- eve girmek ustalık isteyen bir iştir.
- vlámania môžu byť zložité.

- İşte bu, ustalık isteyen bir andır.
- vieš, je to veľmi ľstivý moment. veľmi ľstivý.

bu çok ustalık ve dikkat isteyen bir pazarlık.
toto je veľmi zložité vyjednávanie.

cuddy için küçük bir ustalık işi mi yaptın?
hral si sa u cuddyovej na kutila?

birini ilk kez öpmek ustalık gerektiren bir iş olabilir.
teraz, bozkávať niekoho prvý krát môže byť ošemetná záležitosť.

fakat henüz ikisi de diğerinin ustalık seviyesine ulaşamadı.
ale ani jeden z nich nie je dokonalý, pokým si neosvojí prednosti toho druhého.

bana ihanet eden adam, büyük bir ustalık becerisine, şiddete,
muž, ktorý ma zradil, je veľmi vynaliezavý, hrubý,

o uzaklıktan göğsüne iki mermi isabet ettirmek ustalık gerektirir.
dostať dva z nich do jeho hrude z takej diaľky je naozaj výkon.

senin gibi olan biri hemen anlayabilir kavrama yeteneğindeki ustalık sayesinde.
pre niekoho ako ty, ktorý tam nemá prístup to môže pochopiť len ako svetlo.

binbaşı brett'ı kimin öldürtmek istediğini öğrenmek ustalık ister.
dostať z neho, kto ho najal na komandéra bretta si bude vyžadovať šikovnosť.

doğru hedef alırsan, öyle çok ustalık gerekmiyor, ama son derece yanlış hissettiriyor
nie je to príliš zložité, keď sa naučiš dobre zamieriť, ale je to naozaj zkurvený pocit.