검색어: gayet (터키어 - 영어)

gayet net.''
it's clear to me."

gayet modernler
they are very modern.

gayet basit.
simple.

jennifer: gayet iyi.
jennifer: good.

krasniki, "gayet net.
"it is clear.

düşünce gayet basitti.
so the idea was pretty simple.

konuyu gayet iyi biliyorum.
i am well acquainted with the subject.

bu, gayet acı bir azaptır.
that will be a grievous scourge.

200 senedir gayet yeterli oldu.
worked pretty well for 200 years.

Şimdi ilk adım, gayet basit.
now the first step, pretty easy.

yine tahtaya kalkmaya gayet hevesli
again, the first one to go to the blackboard to answer questions.

ve bu durum aslında gayet iyi.
and that is just fine.

ona gayet acı bir azabı müjdele!
announce thou unto him, then, a torment afflictive.

Şimdi, "eh, gayet açık" diyebilirsiniz.
now, you may say, well, that's obvious enough.

ama satış anlaşmasının şartları gayet iyi.
but he got great terms on it.

...başladı, gayet güzel bir iş çıkardılar.
which is bogota, and they did a very good job.

bozuk davranışını gayet iyi anlar hale geldim.
i've become very familiar with its dysfunctional behavior.

program gayet iyi, hafta içi vejetaryenlikten ibaret.
the program has been great, weekday veg.

pentax k20d kamera gayet kaliteli fotoğraflar çekiyor.
the pentax k20d does deliver outstanding pictures.

biri gayet değerli sayılabilecek afrika'da bir laboratuvar,
one is a lab that is actually a fairly high-end laboratory in africa.