검색어: iyi bi yaramazlık yok (터키어 - 영어)

Şimdi, dünyayı kurtaracak iyi bi haber vereceğim.
now, there's one piece of good news i have that may save the world. okay.

Çalışmayan sürüyle denemelerden, uçuşlardan sonra bu çalışmıştı, ve uçak yavaş yavaş dahada iyi bi hale geldi.
we didn't -- a lot of flying, a lot of experiments, a lot of things that didn't work, and ones that did work, and the plane kept getting a little better, a little better.

1952 o'keefe&meritt marka fırınımız var, yemek pişirmeyi seviyorsanız -- iyi bi fırın.
there's a 1952 o'keefe & merritt stove, if you like to cook -- cool stove.

onu çalıştırıcak iyi bi pilot bulduk, brian allen sonunda başardık, fakat ne yazık ki projeye yaklaşık $65,000 harcamıştık.
got a good pilot, brian allen, to operate it, and finally, succeeded. but unfortunately, about 65,000 dollars was spent on the project.

belgrad çok daha ciddi ve gerçekçi bir uluslararası hukuk aktörüdür ve bu da bosna-hersek ve tüm bölge için daha iyi bi şeydir." dedi.
belgrade is a far more serious and realistic international legal actor, which, for bosnia and herzegovina and the entire region, is a better thing," filandra said.

ve düzgün bir hayata giden yol gibi görünüyordu - bilge bir yargıcın bilge doğaçlamasıyla sonu iyi biten bir hikaye.
and it seemed on the road to some sort of a decent life -- a happy ending to a story involving wise improvisation from a wise judge.

benim önerdiğim şey şu: evrimi kendi istediğimiz yöne sevkedebiliriz. bu, hastalık yapan organizmaları sıtma ilaçları ile kontrol etmek isterken hastalığı alt etmeye çalışma çabalarımızı baltalayan evrimle savaşmaktan çok daha iyi bi yöntem.
what i'm suggesting here is that we could get evolution working in the direction we want it to go, rather than always having to battle evolution as a problem that stymies our efforts to control the pathogen, for example with anti-malarial drugs.

Ölurum sana hadi isini bitir eve git artik saat 8 e geliyor
i’ll die for you. let’s finish your work and go home. it’s almost 08:00