검색어: senin hakkın (터키어 - 영어)

senin hakkında duydum.
i've heard about you.

senin hakkında çok endişeliyim.
i'm very worried about you.

senin hakkında her şeyi biliyorum.
i know all about you.

bu senin hakkında, değil mi?
this is about you, isn't it?

senin hakkında herşeyi bilmek istiyorum
i want to know everything about you

(allah:) "Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz.
(allah) said: "(o iblis) get down from this (paradise), it is not for you to be arrogant here.

tom senin hakkında ne kadar biliyor?
how much does tom know about you?

senin hakkındaki her şeyi tom'a söyledim.
i've told tom all about you.

senin hakkında bilmiyorum ama tom'a inanıyorum.
i don't know about you, but i believe tom.

senin hakkında daha fazla bilgi edinmek istedim.
i wanted to find out more about you.

(allah:) "Öyleyse oradan in, orda büyüklenmen senin (hakkın) olmaz. hemen çık.
(allah) said: "get thee down from this: it is not for thee to be arrogant here: get out, for thou art of the meanest (of creatures)."

senin hakkında bu şekilde düşüneceğimi asla hayal bile etmedim.
i never imagined i'd feel this way about you.

biz onların, senin hakkındaki asılsız iddialarını pek iyi biliriz.
we are aware of what they describe.

senin hakkında birinin yazdığı hiç de hoş olmayan bir biyografi var.
there was a nasty biography written about you by someone.

(resulüm!) senin hakkında bak ne biçim temsiller getirdiler!
just see what comparisons they bring up for you!

ne o, yoksa onlar senin hakkında: “ne olacak? Şairin biri!
or do they say: "(muhammad saw is) a poet!

yoksa onlar, senin hakkında: "allah'a karşı yalan uydurdu." mu diyorlar?
do they say he has fabricated a lie about god?

yoksa onlar (senin hakkında): "bir şa'irdir, zamanın felaketlerine çarpılmasını gözetliyoruz" mu diyorlar?
or do they say, 'he is a poet for whom we await fate's uncertainty'?

ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım.
i do seek refuge with thee, lest i ask thee for that of which i have no knowledge.