검색어: uykulu (터키어 - 영어)

uykulu
sleepy

tom uykulu.
tom is sleepy.

tom hâlâ uykulu.
tom is still sleepy.

uykulu musunuz?
are you sleepy?

uykulu bebegi g
paintball

ben uykulu değilim.
i'm not sleepy.

hâlâ uykulu musunuz?
are you sleepy yet?

tom uykulu gibi görünüyor.
it looks like tom is sleepy.

tom, çok uykulu gözüküyor.
tom looks very sleepy.

her zaman uykulu hissederim.
i always feel sleepy.

o, çok uykulu gibi görünüyor.
he seems to be very sleepy.

sonrasında kendinizi uykulu hissedersiniz.
you feel kind of sleepy afterwards.

Öğrenciler bugün uykulu gibi görünüyor.
the students seem to be sleepy today.

uykulu olduğum için, uyumaya gittim.
since i was sleepy, i went to sleep.

tom mary'nin muhtemelen uykulu olduğunu fark etti.
tom realized mary was probably sleepy.

ne kadar uykulu olursan ol, dişlerini fırçala.
no matter how sleepy you are, brush your teeth.

bazen öğleden sonra erken saatlerde uykulu hissediyorum.
i sometimes feel drowsy in the early afternoon.

mutlu yüz? Üzgün yüz? uykulu yüz? kimse bunu yaptı mı?
happy face? sad face? sleepy face? anybody do that?

tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
a fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes.

fakat, klasik müzikte bu kadar uykulu hissetmenizin sizden değil, bizden kaynaklandığını düşündünüz mü?
but has it ever occurred to you that the reason you feel sleepy in classical music is not because of you, but because of us?