검색어: yaramaz (터키어 - 영어)

yaramaz
the scoundrel

yaramaz kedi
jumping cat

tom yaramaz.
tom is naughty.

işe yaramaz bayt
garbage byte

bu işe yaramaz.
this is useless.

bu, işe yaramaz.
this doesn't work!

kocam işe yaramaz.
my husband is useless.

ben yaramaz bir çocuktum.
i was a naughty boy.

o, yaramaz iş yaptı.
for, indeed, he was unrighteous in his conduct.

bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
shouting at your computer will not help.

bu çok işe yaramaz mıydı?
wouldn't that be handy?

tom oldukça yaramaz bir çocuktur.
tom is quite a mischievous child.

bu mümkün değil. İşe yaramaz.
it's not possible -- it doesn't work.

asla işe yaramaz, yapamazsınız" dediler.
it's never going to work. you can't do it."

pratiği olmayan teori işe yaramaz.
theory without practice will be no use.

kim bana" bir boka yaramaz" diyor?
who calls me "good for nothing"?

tom'un işe yaramaz olduğunu biliyordum.
i knew tom was no good.

havadan şikayet etmen bir işe yaramaz.
it is no use complaining about the weather.

tamam sana sadece 1 yaramaz pic göstereceğiz
ok i'll show you just 1 naughty pic

ama allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir.
and allah would never make your faith (prayers) to be lost (i.e. your prayers offered towards jerusalem).