검색어: zayıflamış (터키어 - 영어)

piller zayıflamış olabilir.
batteries may be weak.

o sırada eli doksan sekiz yaşındaydı. gözleri zayıflamış, göremiyordu.
now eli was ninety and eight years old; and his eyes were dim, that he could not see.

ve bu büyük mesafeler nedeniyle, sinyali bize eriştiğinde çok zayıflamış oluyor.
and over those long distances, its signal is very faint when it reaches us.

uzun kış gecelerinde yaşlanmış ve zayıflamış eski güneş tanrısının yerine geçen yeni ve genç bir güneş tanrısı bu adla anılır.
the old sun god was identified as svarog, and his son, the young and new sun, as dažbog.

bağışıklık tepkisi zayıflamış olan kişilere sürekli yapılan aşı ve ekstra doz teklifleri de daha yüksek bağışıklık düzeylerine ulaşılmasına yardımcı olabilir.
repeated offers of vaccination and extra doses for those with decreased immune response may also help to achieve higher immunisation results.

dünya bankası'nın salı günü yayınladığı yönetim konulu yeni bir rapora göre, güneydoğu avrupa ülkelerinin çoğunda yolsuzlukla mücadele zayıflamış durumda.
the fight against corruption has weakened in most of the southeast european countries, according to a new world bank report on governance published on tuesday.

ancak kosova uzlaşması projesinin yöneticisi aleksandar mitiç, belgrad'ın gelecek ay priştine ile müzakerelere, kfor ile yapılan anlaşma sonrasında önemli ölçüde zayıflamış olarak gireceğine inanıyor.
however, kosovo compromise project director aleksandar mitic believes that belgrade will resume dialogue with pristina next month considerably weakened after the agreement with kfor.

bu yönde karar alınmasına karşın 20 yıllık savaş sonunda roma cumhuriyeti'nin mali durumu zayıflamıştı ve hazine neredeyse boştu.
this resolution notwithstanding, after 20 years of war the finances of the republic were in a calamitous state and the treasury was empty.