검색어: duymaz (터키어 - 이탈리아어)

sürücünün bağırdığını duymaz.
del fracasso della città se ne ride e gli urli dei guardiani non ode

duyar duymaz sözümü dinliyorlar.
i figli degli stranieri mi onorano appena sentono, mi obbediscono

feryadını duyar duymaz seni yanıtlayacak.
popolo di sion che abiti in gerusalemme, tu non dovrai più piangere; a un tuo grido di supplica ti farà grazia; appena udrà, ti darà risposta

yaşından dolayı, büyükbabam iyi duymaz.
a causa della sua età avanzata, mio ​​nonno non ha un buon udito.

tanrı insanları sorgulamaya pek gerek duymaz.
poiché non si pone all'uomo un termine per comparire davanti a dio in giudizio

adam kaçar. Çünkü ücretlidir ve koyunlar için kaygı duymaz.
egli è un mercenario e non gli importa delle pecore

z39. 50 veritabanı doğrulaması için kullanıcı adını girin. Çoğu sunucu bir taneye ihtiyaç duymaz.
inserisci il nome utente per l' autenticazione nel database z39.50. per molti server non è necessario.

küçük kızı kötü ruha tutulmuş bir kadın, İsayla ilgili haberi duyar duymaz geldi, ayaklarına kapandı.
subito una donna che aveva la sua figlioletta posseduta da uno spirito immondo, appena lo seppe, andò e si gettò ai suoi piedi

hani o atasına ata demişti, ne diye taparsın duymaz, görmez, senden hiçbir şeyi gideremez şeylere?
disse a suo padre: “o padre, perché adori ciò che non vede e non sente e non può proteggerti da alcunché?

‹‹İnsanoğlu, seni İsrail halkına bekçi atadım. benden bir söz duyar duymaz onları benim yerime uyaracaksın.
o figlio dell'uomo, io ti ho costituito sentinella per gli israeliti; ascolterai una parola dalla mia bocca e tu li avvertirai da parte mia

z39. 50 veritabanı doğrulaması için parolayı girin. Çoğu sunucu bir taneye ihtiyaç duymaz. parola tellico konfigurasyon dosyasında metin olarak kaydedilecektir.
inserisci la password di autenticazione utilizzata dal database z39.50. per molti server non è necessario. la password verrà salvata in chiaro nel file di configurazione di tellico.

onlara benzetmelerle konuşmamın nedeni budur. Çünkü, ‹gördükleri halde görmezler, duydukları halde duymaz ve anlamazlar.›
per questo parlo loro in parabole: perché pur vedendo non vedono, e pur udendo non odono e non comprendono

ona ayetlerimiz okununca başını çevirir; sanki duymaz onu, sanki iki kulağında da ağırlık var; artık müjdele onu elemli bir azapla.
quando gli si recitano i nostri versetti, volge le spalle superbo come se non li avesse sentiti, come se avesse un peso nelle orecchie. dagli annuncio di un doloroso castigo.

Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar!
presto getteremo nel fuoco coloro che smentiscono i nostri segni. ogni volta che la loro pelle sarà consumata, ne daremo loro un'altra, sì che gustino il tormento.

kralın bu buyruğunu duyar duymaz İsrailliler ilk yetişen tahıl, yeni şarap, zeytinyağı, bal ve bütün tarla ürünlerinden bol bol verdiler. bunun yanısıra her şeyin ondalığını da bol bol getirdiler.
appena si diffuse quest'ordine, gli israeliti offrirono in abbondanza le primizie del grano, del mosto, dell'olio, del miele e di ogni altro prodotto agricolo e la decima abbondante di ogni cosa

disklerinizi tarýyorken veritabaný büyüklüðünü azaltmak için kaydedilen gereksiz bilgileri kapatabilirsiniz. küçük görünüm resimleri, çeþitli dosya biçim açýklamalarýný. taranan disklerden bütün küçük resimleri kaydetmesi için hiçbir þeye ihtiyaç duymaz. eðer diskler seni ilgilendiren resimler içerirse küçük resimleri kaydet. taranan arþivler ve kaydedilen ihtiyaç duymadýðýnýz tüm metin açýklamalarýný kapatýn.
to reduce the database size you can turn off saving unnecessary information when scanning your disks: thumbnails, descriptions of miscellaneous file formats, etc. there is no need to save all thumbnails from disks being scanned. save thumbnails if disks contain images that may interest you, such as photographs. turn off scanning archives and saving all text descriptions when there is no need for those.