검색어: köy (터키어 - 이탈리아어)

köy
villaggio

o sıralarda köy heyetinin başkanı seçilmişti.
all'epoca era appena stata eletta capo del consiglio del suo villaggio.

ancak köy halkı onları misafir etmekten kaçındılar.
chiesero da mangiare agli abitanti, ma costoro rifiutarono l'ospitalità.

İsa köy kent dolaşarak öğretiyor, yeruşalime doğru ilerliyordu.
passava per città e villaggi, insegnando, mentre camminava verso gerusalemme

yine yürüdüler. nihayet bir köy halkına varıp onlardan yiyecek istediler.
continuarono insieme e giunsero nei pressi di un abitato.

böylece yürüdüler. nihayet bir köy halkına rastladılar ve halkından yiyecek istediler.
continuarono insieme e giunsero nei pressi di un abitato.

bunun üzerine yine yürüdüler. nihayet bir köy halkına varıp onlardan yemek istediler.
continuarono insieme e giunsero nei pressi di un abitato.

bundan kısa bir süre sonra İsa on iki öğrencisiyle birlikte köy kent dolaşmaya başladı. tanrının egemenliğini duyurup müjdeliyordu.
in seguito egli se ne andava per le città e i villaggi, predicando e annunziando la buona novella del regno di dio

bütün bu kentler yüksek surlarla, kapılarla, sürgülerle sağlamlaştırılmıştı. bunlardan başka surla çevrilmemiş birçok köy de vardı.
tutte queste città erano fortificate, con alte mura, porte e sbarre, senza contare le città aperte, che erano molto numerose

#babalshams yeni bir köydür, daha önce varolmamıştır fakat topraklarımıza geri dönmek adına bir çok şey simgelemektedir.
@abirkopty: #babalshams è un villaggio nuovo, non ricostruito, tuttavia sta a simboleggiare tante cose, tra cui il ritorno alla nostra terra.