검색어: inanmamıştır (터키어 - 중국어(간체자))

bunda şüphesiz ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
此中确有一种迹象，但他们大半不是信道者。

bunda şüphesiz bir ders vardır ama çoğu inanmamıştır.
天中确有一个迹象，但他们大半不是信道的。

doğrusu bunda bir ders vardır, ama çoğu inanmamıştır.
此中确有一个迹象，但他们大半不信道。

doğrusu bunda bir ders vardır. fakat çoğu inanmamıştır.
此中确有一个迹象，但他们大半是不信道的。

bunun üzerine onları azap yakaladı. doğrusu bunda bir ders vardır, fakat çoğu inanmamıştır.
但他们还是受了惩罚。此中确有一个迹象，但他们大半是不信道的。

böylece onu yalanladılar; biz de kendilerini yok ettik. bunda şüphesiz ki ders vardır; ama çoğu inanmamıştır.
他们否认他，我就毁灭了他们。此中的确有一个迹象，但他们大半不是信道的。

tanrının oğluna inanan, yüreğinde tanrının tanıklığına sahiptir. tanrıya inanmayansa onu yalancı durumuna düşürmüş olur. Çünkü tanrının oğluyla ilgili tanıklığına inanmamıştır.
信 神 兒 子 的 、 就 有 這 見 證 在 他 心 裡 ． 不 信 神 的 、 就 是 將 神 當 作 說 謊 的 ． 因 不 信 神 為 他 兒 子 作 的 見 證

"madem ki sizden bir kısmı benimle gönderilen mesaja inanmış, bir kısmı da inanmamış bulunuyor, öyleyse allah aramızda hükmedinceye kadar sabredin. o, hükmedenlerin en iyisidir."
如果你们当中有一伙人确信我的使命，有一伙人不信它，那末，你们要忍耐，直到真主为我们判决。他是最公正的判决者。